Examples of using Tehlikeye atıyorsun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hayatını hiçbir şey için tehlikeye atıyorsun!
Merle Dixon gibi bir serseri için hayatını neden tehlikeye atıyorsun?
Dana ile arkadaşlığını tehlikeye atıyorsun.
You're jeopardizing your entire friendship with Dana.Görevini tehlikeye atıyorsun.
You are jeopardizing your mission.Bu kamptaki herkesin hayatını tehlikeye atıyorsun.
You are endangering the life ofeveryman in this camp.Hepimizi tehlikeye atıyorsun.
You're endangering all of us.Austerityi tehlikeye atıyorsun.
You're putting Austerity in jeopardy.Benim için hayatını tehlikeye atıyorsun.
You're risking your life for me.Neden onu kurtarmak için hayatını tehlikeye atıyorsun?
Why would you risk your career to save him?Daha. Kendi durumunu tehlikeye atıyorsun.
Yet. You're jeopardizing your own position.Ayrılığın ve döndüğün… her anda beni tehlikeye atıyorsun.
And every time you come back, you put me in danger.Neden hayatını tehlikeye atıyorsun? Sana sormalıyım, neden.
Why you are risking your life. I have to ask Görevi tehlikeye atıyorsun.
You are jeopardizing the mission.Ne için? Artık iki olayı tehlikeye atıyorsun.
You are endangering two cases now.Görevi tehlikeye atıyorsun.
You're endangering the mission.Bütün işi tehlikeye atıyorsun.
You put all our work in jeopardy.Kendi hayatını tehlikeye atıyorsun.
You're risking your own life.Neden onu kurtarmak için her şeyi hatta ruhunu bile tehlikeye atıyorsun?
Why would you risk everything, even your soul, to save her?Çalıştığın her şeyi tehlikeye atıyorsun.
You're jeopardizing everything you have worked for.Sakin ol, hepimizi tehlikeye atıyorsun.
Calm down, you're putting all of us in danger.
