Examples of using Hep senin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Çünkü bu tarz şeyler, hep senin işindir ve ben hep sıçıp batırmışımdır.
Bunlar hep senin suçun.
Yani kasa, babamın kol saati… hep senin işin miydi?
Okul müzikali hep senin işindi, Heather.
Beni öldürenin sen olduğunu, hep senin işin olduğunu söyleyecek.
Yani kasa, babamın kol saati… hep senin işin miydi?
Yumuşamanın hep senin sıkıntın olduğun sanıyordum, öyle değil miydi?
Melanie, Melanie! Hep senin yüzünden!
Hep senin mutlu anın zaten!
Melanie, Melanie! Hep senin yüzünden!
Hep senin gecen oluyor zaten!
Hep senin baban, senin annen,
Uyuşturucu ve zenci müziği saçmalıkları hep senin yüzünden.
Hep senin hatan değil ama hemen hemen hep senin hatan.
Hayır. Bu hep senin suçun.
Bir yayaya çarparsan, bu hep senin suçundur.
Ne zaman tansiyondan bayılsam hep senin suçun oluyor!
Her zaman geç kalırız ve bu hep senin suçun.
Uyukladığı zamanlarda hep senin hakkında konuşurdu.