ILK BAŞLARDA in English translation

initially
ilk olarak
ilk başta
önceleri
başlangıçta
başlarda
in the beginning
başta
başlangıçta
başında
i̇lk önce
başlıyor
first started
i̇lk başladığın

Examples of using Ilk başlarda in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
David ilk başlarda Houstondaki bir bara gittiğini genç bir kızla eğlenirken,
David had initially told me that he had gone to a bar in Houston…
Çocuk ilk başlarda bu suçlamayı reddetti
After initially denying the accusation,
Shaman King( tr:'' Şaman Kral'') içinde, Hao ilk başlarda, Yoh Asakura ve Tao Rennin Şaman Dövüşü için kalan son yer için yaptıkları karşılaşmayı izleyen isimsiz izleyicilerden bir olarak ortaya çıkar ve Tokyodaki Matagawa Nehri yanında'' Ateşin Ruhu''( Spirit of Fire) ile birlikte ikamet eder.
In Shaman King, Hao initially appears as one of many unnamed observers to Yoh Asakura and Tao Ren's match for the final qualifying spot for the Shaman Fight and resides by the Matagawa River in Tokyo with the Spirit of Fire.
Bence farkı vurgulamak önemli çünkü, ilk başlarda çok karışık gelebilir.
I think it's important that I highlight the difference, because initially, this can be very confusing.
İlk başlarda o bir şüpheliydi ama sonra eledik.
He was a suspect initially but we ruled him out.
İlk başlarda bu kadar dürüst değildik!
In the beginning, we weren't this honest!
İlk başlarda Avrupalılar ile yerel Maori halkı arasındaki ilişki ticaretten ibaretti.
Initially, interaction between the indigenous Māori population and Europeans was limited to the trading of goods.
İlk başlarda arabayla takip ediliyordum.
When it first started, I was followed in a car.
İlk başlarda eve girdiklerinde ikisinin birlikte olduklarını düşünmüştüm.
Initially, when they came into the house.
İlk başlarda, kalanlar olarak birbirimize yardım etmeyi denedik.
In the beginning we tried to help one another, those that were left.
İlk başlarda, Carnegie bağış düşüncesini sadece birkaç kasaba ile sınırlandırmıştı.
Initially Carnegie limited his support to a few towns in which he had an interest.
İlk başlarda bir görev şuurundan ibaretti.
In the beginning it was a sense of duty.
İlk başlarda senaryonun çalışma başlığı olarak Vendetta
Early working titles of the script were Vendetta
İlk başlarda, Marco biliyorum, benim politik dümenler çevirdiğimi düşündün.
When this first started, Marco… I know you think that I was playing politics.
İlk başlarda, Javascript komutu kullanıyordum
Initially I used the Javascript command
İlk başlarda hakkınızda yanlış düşündük.
In the beginning, we had a wrong impression of you.
İlk başlarda Kore, yeniden adlandırılmış
Early on, Korea was retitled
İlk başlarda, arabayla takip ediliyordum
When it first started, i was followed in the car,
İlk başlarda, arabayla takip ediliyordum ve telefonum dinleniyordu.
And my phone was tapped. when it first started, i was followed in the car.
İlk başlarda, işler farklıydı.
In the beginning, things were different.
Results: 45, Time: 0.0302

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English