Examples of using Izin verilmiyor in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu belgenin yazdırılmasına izin verilmiyor.
Toma da bunu yapmasına izin verilmiyor.
Bizlere onları öldürmemiz emrediliyor ama… her nedense öldürmeden önce, vücutlarını kullanmamıza izin verilmiyor.
Efendim, buna burada izin verilmiyor.
Evin içinde başka şeyler yapmanıza izin verilmiyor ama siz.
Baba, masa uzerinde gazate okumaya izin verilmiyor.
Bunlara burada izin verilmiyor.
Bugünse Prensesin, bulunduğu malikânesinden ayrılmasına izin verilmiyor.
Burada sigara içmeye izin verilmiyor.
Ambargo yüzünden gezegenimizin iletişim kurmasına izin verilmiyor.
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
Tomun onu burada yapmasına izin verilmiyor.
Gardiyan mı? Hayır, gardiyanların buraya girmesine izin verilmiyor.
Hastaların görüntüleme odalarına girmelerine izin verilmiyor.
WAV kaldırılmasına izin verilmiyor.
Bu restoranda sigara içilmesine izin verilmiyor.
Ama bu korkunç birşekilde yaklaşıyor çünkü Yasal olarak, arabaların kendilerini kullanmalarına izin verilmiyor.
Korumalı bir sistem paketini kaldırmaya izin verilmiyor.
Kaykaya burada izin verilmiyor.
Fransadaki kızların okula giderken eşarplarını takmalarına izin verilmiyor.