KADAR KÖTÜ BIR ŞEY in English translation

something bad enough
kadar kötü bir şey
such a terrible thing
böyle korkunç bir şey
böyle korkunç bir şeyi
kadar kötü bir şey mi
böyle acımasız bir şeyi
öyle korkunç şeyler
something so terrible
çok korkunç birşey
o kadar kötü bir şey
something so evil
something so awful

Examples of using Kadar kötü bir şey in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
O kadar kötü bir şey değil.
It's not such a bad thing.
Ama sonra düşündüm, belki de o kadar kötü bir şey değil dedim.
And I think, well, maybe that's not such a bad thing.
Ama belki de bu o kadar kötü bir şey değildir.
But maybe that's not such a bad thing.
Ama belki de bu o kadar kötü bir şey değildi.
But maybe that wasn't such a bad thing.
Ne oldu? Belki de o kadar kötü bir şey değildir?
Maybe that's not such a bad thing. What?
Onu gezegen dışına çıkarmak benim bile yapmayacağım kadar kötü bir şey.
You're doing something far worse than even I'm capable of. By taking it off-world.
Daha büyük birşeyler dönüyor, O kadar kötü bir şey ki Bana Kod 44ü yapmamı söyledi.
Something bigger is going on, something bad enough that he told me to go Code 44.
Ve muhtemelen bunu söylemenin senin için ne kadar kötü bir şey olduğunu fark edememiş olabilir.
She may not have realized that the absolute worst thing you could probably say is that.
Daha iyi hale getirilemeyecek kadar kötü bir şey yoktur. Ben şuna inanıyorum
That there's nothing so bad, it cannot be made better with a story.
Tamam. Bu kadar kötü bir şey olmak zorunda değil, değil mi?
Well, that doesn't have to be such a bad thing, does it? Okay?
Haklısın. 3 ay için katlanılmayacak kadar kötü bir şey olamaz.
You're right, there's nothing so awful you can't put up with it for three months.
Ben şuna inanıyorum ki bir hikayeyle daha iyi hale getirilemeyecek kadar kötü bir şey yoktur.
I have found and truly believe that there is nothing so bad it cannot be made better with a story.
Sinclairın eşinin başına bunları getirebilecek kadar kötü bir şeyin.
Running down Sinclair's wife. Something bad enough to warrant.
Sinclairın eşinin başına bunları getirebilecek kadar kötü bir şeyin.
Something bad enough to warrant running down Sinclair's wife.
Ve eğer Cassie haklıysa 13 yaşındaki bir çocuğa işkence… edip onu öldürebilecek kadar kötü bir şeyin.
To torture and kill his 13-year-old son. And if Cassie's right, something bad enough.
Ve eğer Cassie haklıysa 13 yaşındaki bir çocuğa işkence… edip onu öldürebilecek kadar kötü bir şeyin.
And if Cassie's right, something bad enough to torture and kill his 13-year-old son.
Söylenmeyecek kadar kötü bir şey.
Something too frightful to utter.
O kadar kötü bir şey yapmadık.
We didn't do anything that bad.
O kadar kötü bir şey yapmadım.
I didn't do anything that bad.
O kadar kötü bir şey yapmadı.
He didn't do anything that bad.
Results: 15547, Time: 0.0345

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English