Examples of using Kaybolmuş in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Köpek kaybolmuş.- Kim?
Hâline bak, belirtiler kaybolmuş.
Üç hafta önce, Philadelphiadaki bir apartmanda genç bir kız kaybolmuş.
Kadının kocasıyla kızı kaybolmuş hiç umursamıyormuş kadın.
Ağzında iki metrelik bir piton var ve siki kaybolmuş.
Kalacak bir yerleri olsaydı Eun-u kaybolmuş olmazdı.
Bir yıl önce 5 adam kaybolmuş ve şimdi de kadınlar kayboluyor.
O kaybolmuş. O bir çocuk. Babasız bir çocuk.
Başka bir kız daha kaybolmuş.
Yetenekleri kaybolmuş.
Çapraz sorguda her iki tarihte de bir kız kaybolmuş.
Laura Aime adındaki bir kız da kaybolmuş ve sonradan Wasatch Dağlarında cesedi bulunmuştu.
Hiç soğuk değil, koku da kaybolmuş.
Kaybolmuş! Bu sana ne anlatıyor?
Rivayete göre Freddy yakılmış ama külleri kaybolmuş.
Lesley Ann Downey, kaybolmuş.
Doğal olarak tüm ödeme çekleri kaybolmuş.
Çapraz sorguda her iki tarihtede bir kız kaybolmuş.
Kaybolmuş. Bunca zamandır nerede olduğunu merak ediyorum.
Cenaze arabası kaybolmuş.