KAYNAĞIMIZI in English translation

resource
kaynak
belirleyeceksin
kaynaklar
bir kaynak olarak dusunmeli ve bize nelere mâl olacagini hesaplamaliyiz
supply
tedarik
arz
ikmal
malzeme
erzak
destek
levazım
besleme
kaynağı
stoğunu
our source
kaynağımız
asset
varlık
değerli
ajan
muhbir
mal
mülk
kaynağı
adamım
kazancı
aktif

Examples of using Kaynağımızı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Batı yakasında… Bir teröristin güç kaynağımızı hedef aldığı yönünde bir sürü söylenti var.
Here on the west coast, there are many rumors, some suggest a terrorist targeting our power supply.
Neredesin? Bizden en değerli kaynağımızı, tek can kurtarıcımızı,… bir uzaylı türüne vermemizi mi istiyorsun?
Our only lifeline, to an alien species? You would have us give away our most precious resource.
Ve yakalanmadan evvel bizim en önemli kaynağımızı serbest bıraktı.
Our most important asset before getting captured.
umurunda olmadığını biliyorum… ama biz en değerli kaynağımızı yitirdik.
I know that this really wasn't on your radar our most precious resource.
Bak… Bizimle rastlaşana kadar bunun umurunda olmadığını biliyorum… ama biz en değerli kaynağımızı yitirdik.
Our most precious resource. Look, I know that this really wasn't on your radar until you met us, but we have lost.
biz en değerli kaynağımızı yitirdik.
we have lost our most precious resource. Look, I know that this really wasn't on your radar.
biz en değerli kaynağımızı yitirdik.
we have lost our most precious resource.
Bölgemizdeki bu kararlı solucan deliğinin varlığı… bize, ilk doğal kaynağımızı sağlamış oldu.
The appearance of this stable wormhole in our space provides us with our first natural resource.
yılı uzağa fırlatabilecek ve ana enerji kaynağımızı sabote edebilecek bir güç gözaltına alınmak için ortalıkta beklemeyecektir.
still be able to sabotage our main source of energy, will not be waiting around to be taken into custody.
İnsanların, kendilerini ve böylece besin kaynağımızı ve gezegeni yok etmesine engel olmak için olduğunu iddia ediyor.
He claims it's to prevent humans from destroying the planet and themselves and thus our food source.
Birlikte son kaynağımızı bir araya getirip sevkiyat kollarından birine adamımızı yolladık.
We gathered together the last of our funds, sent out one of our people to score a shipment of arms.
en büyük doğal kaynağımızı avlamakta kullanılabileceğini fark ettik. Toplumun en kötü üyeleri tarafından Sübyancılar.
our greatest natural resource, by one of society's worst elements.
Ben İmparatorluk Lisesinin'' taze kaynak suyu'' Jo Myung Soo.
I'm Empire High's"fresh spring water," Jo Myung Soo.
Romarinsde kaynak olduğunu biliyorduk ama hiçbir şey söylemedik.
We knew there was a spring at Romarins, but we said nothing.
Quasimodoya verdiğimiz kaynak suyu tümörünü küçültmüş gibi.
That spring water we gave Quasimodo seems to have shrunk his tumor.
Bütün kapıyı kaynak makinesiyle kessek?
What if we cut the entire door with a welding machine?
Kaynaklarımız yok, ve hatta… yapsak bile.
We don't have the resources, and even… even if we did.
Kaynaklarımız var. Sokakları bizim bildiğimiz gibi bilmiyorsunuz.
You don't know these streets like we do. We have the resources.
DBraninin odasına kaynak ekibi yollayın. Ne yapabilirim?
What can I do? Send a welding team to Karl D'Branin's quarters?
Kaynağınız Leith, La Clusazda bekliyor olacak mı?
Will your source, this Leith, be waiting at La Clusaz?
Results: 47, Time: 0.0303

Top dictionary queries

Turkish - English