KIBIRLI in English translation

arrogant
küstah
kibirli
kendini beğenmiş
ukala
böbürlenenler
büyüklük taslayanlara
ululananları
mütekebbir
vain
boş
boşuna
kibirli
boşa
beyhude
nafile
mağrur
conceited
kibirli
kendini beğenmiş
proud
gurur
mağrur
onur
gururlandırdın
kibirli
haughty
mağrur
kibirli
büyüklük tasladılar
stuck-up
kibirli
kendini beğenmiş
burnu havada
kasıntı
pompous
kendini beğenmiş
kibirli
fiyakacı
gösterişli
şatafatlı
cafcaflı
ukala
çalımlı
uppity
kibirli
kendini beğenmiş
küstah
mağrur
arrogance
kibir
küstahlık
büyüklendikçe büyüklendiler
büyük ukalalık
bir gurur
snooty
kibirli
kendini beğenmiş
burnu havada
yakalayabilirsiniz
dismissive
supercilious
disdainful
snippy
puffed-up
contemptuous

Examples of using Kibirli in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
O kibirli Mozza-Rella ve kıkırdayan dalkavukları bana izin vermiyor.
He won't let me, that pompous Portley-Rind and his gaggle of giggling sycophants.
Belki de bütün bu kibirli dindar budalalığı bir roldür.
Maybe that whole stuck-up, Jesus-freak thing is an act.
Yaşlı, güvensiz, kibirli, Zengin, sarışın sığ.
Old, They had to be rich, superficial, blonde, insecure, vain.
Bu kadar kibirli olma Pran. Gel.
You shouldn't be so proud, Pran. Come on.
Yakışıklı, tamam, ve kaba, ve kibirli, ve.
He's handsome, all right, and rude, and conceited, and.
Bu ceset sayısı yüzünden o kibirli sürtük gerisin geri gelecek.
This body count's gonna bring that haughty bitch circling back.
Randevusuna bile gelmeyen kibirli adamlardan biri olduğunu söyledi.
He said it was typical of the man's arrogance not even to turn up.
O kibirli olmayı bıraktı, ben de sigarayı.
He's given up being snooty, and I have given up smoking.
Beyinsiz, kibirli kahpe seni!
You dumb, uppity bitch!
O kibirli budalalar, araştırmama'' şüpheli'' dedi!
Those pompous idiots, they called my research"dubious"!
Kibirli herif. -Kibirli ve silahlı.
Stuck-up guy with a gun.
Yaşlı, güvensiz, kibirli, Zengin, sarışın sığ.
Superficial, They had to be rich, vain, blonde, old, insecure.
Evet, her zaman kibirli ve aptal olduğunu bilirdim.
Yes, I have always known he was proud and foolish.
Johnson. Bu kibirli ruhu kontrol.
I would keep that haughty spirit If I was you.
Gece faaliyetleri”…“ Saray kölesi”… Ben mi kibirli maymunum?
I'm a conceited ape? Palace slave… Nocturnal activities?
Öyleyse, kibirli ağzını susturacağım!
Then I'lI shut your cocky mouth!
Kibirli olan sensin.
The arrogance is yours.
Daha az kibirli bir tane.
A less snooty one.
Kadın düşmanlığı, kibirli kadınları işkence ile cezalandırmak.
Misogyny, with persecution being a way to punish uppity women.
Dürüst olalım. Kibirli ailen yüzünden oldu.
It was because of your stuck-up family. Let's be honest.
Results: 1352, Time: 0.0468

Top dictionary queries

Turkish - English