Examples of using Konuşmak zorundayız in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kent ve ben konuşmak zorundayız, lütfen.
Kadın ve ben… konuşmak zorundayız… o efendimizle buluşmadan önce.
Neden konuşmak zorundayız ki?
Somov ile konuşmak zorundayız. Dinle.
Onunla konuşmak zorundayız!
Onunla konuşmak zorundayız, hemen.
Hepimiz konuşmak zorundayız.
Burada konuşmak zorundayız. Gemiye hoş geldiniz.
Polisle konuşmak zorundayız. Harika.- Polis.
Polisle konuşmak zorundayız.- Polis. Harika.
Biz onlarla konuşmak zorundayız, Onların ne istediğini sormak için.
Konuşmak zorundayız Mary, çünkü daha önce böyle bir şey yaşanmamıştı.
Neden sürekli konuşmak zorundayız?
Oraya girmek ve onunla konuşmak zorundayız.
Anne, bu konuda konuşmak istemediğini biliyorum ama konuşmak zorundayız.
Gün- Anne baba iş birliği yapmayı reddediyor, o yüzden arayanlarla konuşmak zorundayız.
Daha kaç kez bunu konuşmak zorundayız?
Onları şu an mı konuşmak zorundayız?
Ve karınla da konuşmak zorundayız.
Bay Amory, sizinle konuşmak zorundayız.