BULMAK ZORUNDAYIZ in English translation

we have to find
bulmalıyız
bulmak zorundayız
bulmamız gerek
bulmamız lazım
bulmamız gerektiğini
biz bulmalıyız
bulunmak
we must find
bulmalıyız
bulmak zorundayız
bulmamız lazım
bulmamız gerek
bulmamız gerekiyor
mutlaka bulmalıyız
biz bulmalıyız
bizim lehimize ama ateşleyicilerin olduğu çantayı bulmalıyız
bu bulmalıyız
gotta find
bulmalıyım
bulmalıyız
bulmak lazım
bulmamız gerek
bulmak zorundayız
bir bulmalıyım
bulmamız gerektiği
we have to get
lazım
bulmalıyız
gerekiyor
olmalıyız
var
almak zorundayız
almamız gerekiyor
ulaşmamız gerek
ulaşmak zorundayız
gitmemiz gerekiyor
we have to figure out
bulmalıyız
bulmamız gerek
bulmak zorundayız
anlamamız gerek
bulmamız lazım
anlamak zorundayız
çözmemiz lazım
çözmemiz gerekiyor
gerektiğini bulmalıyız
anlamamız lazım
we need to find it
bulmamız gerek
bulmalıyız
onu bulmalıyız
onu bulmamız lazım
we're bound to find

Examples of using Bulmak zorundayız in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Etrafta süreriz. Onu bulmak zorundayız.
We're bound to find her. We just drive around.
Agnesi ürkütmek istemiyoruz ama Lizi bulmak zorundayız.
We don't want to frighten Agnes, but we have to find Liz.
Tomun evini yakıp kül eden yangını kimin başlattığını bulmak zorundayız.
We have to figure out who started the fire that burned down Tom's house.
Kilometre. 127. Orayı bulmak zorundayız.
Milestone 127. We need to find it.
Tamam. Onu bulmak zorundayız.
Yep, gotta find her.
Yeni bir ev bulmak zorundayız.
We must find a new home.
Hayır, Hayır. Annemi bulmak zorundayız.
No, no, no, no, we have to get to my mother.
Sarahyı bulmak zorundayız.- Ne?
What are you talking about? We have to find Sarah!
Kilometre. 127. Orayı bulmak zorundayız.
We need to find it. Milestone 127.
O çöpçüyü bulmak zorundayız.
We gotta find that garbage man.
David kaçtı ve onu bulmak zorundayız.
David is missing, and we must find him.
Sarahı bulmak zorundayız!
We have to find Sarah!
Adı Daphne, onu bulmak zorundayız.
Her name is Daphne we gotta find her.
Doktor ve Susanı bulmak zorundayız.
We must find the Doctor and Susan!
Akrepi bulmak zorundayız.
We have to find the Scorpio.
Bu kağıtları bulmak zorundayız.
We gotta find those papers.
Hanyangdaki karıma dönebilmem için o doktoru bulmak zorundayız.
We must find that physician so that I can return to my wife in Hanyang.
Onu bulmak zorundayız anne.
We have to find him, Mom.
Ama hâlâ bir Noel Baba bulmak zorundayız.
But we still gotta find somebody to play Santa.
Böyle bir durumda cesedi bulmak zorundayız.
We must find the body in a situation like this.
Results: 652, Time: 0.0435

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English