Examples of using Mahsuru yoksa in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Mahsuru yoksa yüzüğü geri alabilir miyim?
Mahsuru yoksa buraya oturabilir miyim?
Mahsuru yoksa ben o leziz cin kokteyllerinden- isteyecektim.
Senin için bi mahsuru yoksa, onlarla futbol oynayacağım?
Bir mahsuru yoksa Frankie ile biraz sohbet etmek istiyorum, olur mu?
Mahsuru yoksa içeri gidip işeyebilir miyim?
Bir mahsuru yoksa bunu hızlandıracağım.
Mahsuru yoksa gırtlağınızı kesip kalbinizi yemek istiyorum?
Mahsuru yoksa gidebilir miyim, efendim?
Rigsby. Mahsuru yoksa ben…?
Mahsuru yoksa, El falınıza bakayım mı?
Mahsuru yoksa Sayın Başbakan.
Yani, eğer mahsuru yoksa, yapacak bazı işlerim var.
Mahsuru yoksa içeri girebilir miyim, bayan?
Şimdi mahsuru yoksa, üstümü değişmeliyim.
Mahsuru yoksa sevgilimi bir süreliğine ödünç alabilirim, mahsuru var mı?
Eğer bir mahsuru yoksa bu mektubu delil olarak saklamak istiyorum.
Mahsuru yoksa çabucak bir şey sorabilir miyim?
Mahsuru yoksa, mutlu çifti biraz ödünç alabilir miyim?
Kusura bakma, mahsuru yoksa onunla özel görüşmek istiyorum.