Examples of using Monoton in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir önceki videoyu seyrettiyseniz, biraz monoton gelebilir.
Grafiğin, bu noktadan şu noktaya monoton olduğunu söyleyebiliriz.
Bütün davalarımın monoton olduğunu düşünüyor da.
Bu monoton sayılır, sizce de öyle değil mi?
Monoton, siradan ve anlamsiz bir hayat yasama.
Monoton hapishane hayatı beni sıkıp, eziyet vermedi.
Onun monoton olmasını istemem.
Çünkü o monoton saatin yanında oturmuyordun.
Bu monoton sıcaklığın geri dönüşü.
Bu monoton sayılır, sizce de öyle değil mi?
İşkence monoton ve üzücü.
Bana çok monoton geliyor. Evet.
Monoton hayatından sıkıldığını bana söyleyemiyor musun?
Hayatın monoton görünebilir.
Bazen monoton oluyor.
Monoton yaşamayı seviyorum belki?
Biz asla monoton olamayız.
Bugün NHLde bazı maçlar biraz monoton görünüyor olabilir.
Bu gündelik Hatta biraz monoton.
Artık yaşamıyoruz, sadece monoton, cennette gibiyiz.