NESNELER in English translation

objects
nesne
obje
cisim
itiraz
eşya
amaç
things
şey
birşey
olay
bir sey
şu
şeyi
meselesi
items
parça
eşya
öge
bir şey
öğe
mal
madde
ürünü
maddeyi
konumuz
artifacts
obje
nesne
yapıt
eseri
eser
bir kalıntı
eşyası
object
nesne
obje
cisim
itiraz
eşya
amaç
artefacts
obje
eseri
nesneyi
eserdir
tarihi eser
sanatsal

Examples of using Nesneler in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bilirsiniz, tıpkı bitkiler ve nesneler için.
You know, like for plants and things.
Parçalayarak mı? Nesneler kırılmaz.
You can't break an object.
Tüm Seçili Nesneler.
All Selected Items.
İki evrenden aynı nesneler.
Same object, from two universes.
Aynadaki̇ nesneler göründükleri̇nden daha yakindadir.
OBJECTS IN MIRROR ARE CLOSER THAN THEY APPEAR.
İhtiyacımız olan nesneler kimdeyse… beni dans ederken izlemesini sağlayacağız.
Whoever has the item we need, we get them to watch me dance.
Yaşamının on yılını Afrikada her türden faydalı nesneler imal ederek geçirdi.
He spent ten years in Africa building every type of useful thing.
Diğer Nesneler.
OTHER OBJECTS.
Nesneler ve durumlar arasında ayırım yapabilmeliyiz.
We must be able to differentiate between objects and situations.
Şu an gördüğümüz nesneler 10 milyar ışık yılı uzaklıktadır.
The objects we're now seeing… are 10 billion light-years away.
Üstelik nesneler üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkiye sahiptir.
It also includes both negative and positive impacts on objectives.
Tek görebildiğin etrafındaki nesneler üzerindeki izi olur.
All you can see is the effect it has on the objects around it.
Bu, nesneler arasındaki net yük dengesizliğini yaratır.
This is what creates the net charge imbalance between the objects.
Joe, nesneler ve onların geçmişleri hakkında ne biliyorsun?
Joe, how much do you know about the objects, their history?
Nesneler mahvetti.
It Was the objects.
Nesneler değişmeden önceki hali.
Just before the objects changed.
Samanyolu seferimizde karşılaştığımız nesneler yaşam döngülerindeki yıldızlardı.
The objects we encounter in a voyage through the Milky Way are stages in the life cycle of the stars.
Nesneler ve durumlar arasında ayrım yapabilmeliyiz.
We must be able to discriminate between objects and situations.
Nesneler üzerine düşünme tarzı oldukça yeniydi.
This was something quite new, his way of thinking about things.
Merceklenmiş görüntülerdeki nesneler, kütle kuadropol momentlerine göre parametrize edilmiştir.
The objects in lensed images are parameterized according to their weighted quadrupole moments.
Results: 838, Time: 0.0336

Top dictionary queries

Turkish - English