OLAN HER ŞEYDEN in English translation

everything that
olan her şeyi
olan her şey
olan herşey
onca şeyden sonra bunu
her şey için
olan onca
bunların hepsi
tüm bu
her şeyi unut çünkü sen bu
olan janet lallybrochu , i̇skoçyayı ve değer verdiğimiz her şeyi
anything that
bir şey
olan her şey
olan her şeyi
bir şeyi
olan herşeyi
olan herhangi bir şey
herhangi bir şeyi
herhangi bir şey görür ya da duyarsanız , cleveland halkının bunu
o anki bakışın biri bir şeyi
olan birşey
all that
tüm bu
bütün bu
bunların hepsini
olan tek
olan her
tek şey bu
bu kadar şeyi
olan her şey

Examples of using Olan her şeyden in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Varinius, burada olan her şeyden uzaklaştı.
Varinius moves to distance himself from all that has happened here.
Biliyorum. Olan her şeyden sonra.
After everything that's happened… I know.
Burada olan her şeyden ben sorumlu olamam.
I cannot be responsible for everything that goes on in here.
Güzel olan her şeyden yanayım.
I'm for everything that's good.
Sorumlusu sensin. Burada olan her şeyden ben sorumlu olamam.
I cannot be responsible for everything that goes on in here.
Ahlak Masası Ekibi Scotland Yardda olan her şeyden haberdardır.
The Vice Squad know everything that's happening in Scotland Yard.
Bizim yaptığımız tek şey farklı olan her şeyden kaçmak.
All we do is run away from anything that's different.
Ama aramızda olan her şeyden sonra bu yapılacak en doğru şey gibi geldi.
But after everything that happened between us. It seems like the right thing to do.
O da benim olan her şeyden tiksinen ama yardımımı isteyen bir adam.
And that's a man who loathes everything that I am but is now asking for my help.
Yaptığım ve söylediğim her şey onun tarafından emredildi ve kutsandı. Benim olan her şeyden nefret ediyorum.
What I do and say is ordered and blessed by her I hate all that is mine.
evlenirsem benim için önemli olan her şeyden vazgeçmiş olacağım.
I will be giving up everything That matters most to me.
biliyorsundur şimdi bile, olan her şeyden sonra burada kalmama izin veriyor.
even now, after everything that happened, she still lets me stay here.
Ebeveynlerimin kabusu artık nihayete erdiğine göre Ronny Overlyyle uzaktan yakından bağı olan her şeyden kurtulacağım.
Now that my parental nightmare is finally over, I'm gonna get rid of everything that smacks of Ronny Overly.
Orada olmamasını hayal edemez. So… Yani olan her şeyden sonra, 966 00:41:13,960->
So… and him not being right there. everything that he's done, After everything that's happened,
İnsanlık olarak bizlerin hayatlarımızı iyileştirme konusunda katkısı olan her şeyden teknoloji sorumludur.
The true gift that we as human beings have, which has been solely responsible for everything that has improved our lives, is technology.
Bu da hayatımda olan her şeyin öylece gittiği demek oluyor.
So that means that everything that has happened to me in my life is just gone.
Bize parmak izi ve DNA sağlayacak olan her şeyin tamamen yanmış olduğuna kanaat getirene kadar.
Anything that isn't incinerated could give us prints or trace DNA.
Çekip gittiğim zaman hayatımdaki anlamı olan her şeyin, beni bıraktığını düşünüyordum.
When I went away, I thought everything that mattered in my life left me.
Yüzde belirgin olan her şey insanları tanımamı kolaylaştırıyor.
Anything that makes the face stand out, makes it easier to identify.
Bana evraklarını ver. İhtiyacımız olan her şey var mı?
Give me your documents is there all that we need?
Results: 70, Time: 0.0395

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English