Examples of using Olmayan şeyleri in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Washington hep bozuk olmayan şeyleri düzeltmeye çalışır.
Olmayan şeyleri konuştuğunu umut ettim.
Kişisel olmayan şeyleri.
Kendimi aklımda bile olmayan şeyleri söylerken buldum.
Tamamen senin olmayan şeyleri yok etmeyi öğreniyorsun.
İnsanların gerçek olmayan şeyleri söylemelerinden hiç hoşlanmıyorum.
Ben de bana ait olmayan şeyleri…-… almak zorunda kalıyorum.
İlimizde bize ait olmayan şeyleri almaya çalıştık ama işe yaramadı.
Çünkü filmde olmayan şeyleri görüyorsunuz.
Çünkü filmde olmayan şeyleri görüyorsunuz. Hem de abazansınız.
Büyükannem, senin olmayan şeyleri görmeye başladığını söyledi.
Kendisine ait olmayan şeyleri bile dağıtmak!
Peki ya var olmayan şeyleri görmek?
Kendisine ait olmayan şeyleri bile dağıtmak!
Washington hep bozuk olmayan şeyleri düzeltmeye çalışır.
Anlamı olmayan şeyleri severim.
Bu doğru olmayan şeyleri anlamayacağım anlamına gelmez.
Satılık olmayan şeyleri satın alırlar.
Satılık olmayan şeyleri satın alır.
Şimde hiçbir mantığı olmayan şeyleri körce kabul etmemi söylüyorsun.