Examples of using Onun sadece in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Onun sadece oğlu değil aynı zamanda kızı da ünlüdür.
Ve ben de onun sadece amcasiyim!
Hayır, ben onun sadece eğitmeniyim, hepsi bu.
Onun sadece ismi değişti.
Ben onun sadece arkadaşıyım.
Gordon Murphy onun sadece kurtarıcısı değildi.
Onun sadece görev silahı var.
Belki de onun sadece kendisiyle ilgilenmesini istiyordu.
Ag, adam onun sadece psikoloji öğretmeni değilmiş.
Onun sadece silah zulasına gelene kadar sakince durup çenesini kapatması gerek.
Peki ya onun sadece ikizi olmadığını söylesem?
Onun sadece ordan sökülüp alındığını görüyorsunuz.
Onun sadece… Tek istediği benimle bir gün geçirmekti.
Onun sadece… Tek istediği benimle bir gün geçirmekti.
Onun sadece temsilciliği yasadışı.
Evet.- Onun sadece bronşiti var.
Onun sadece bronşiti var. Evet.
Kimse onun sadece yürüyüp gidebileceğini bilemez.
Ben onun sadece doktoru değildim;
Bak, onun sadece kardeşi olduğunu biliyorum, ama ben ona