OYALA in English translation

stall
ahır
oyala
tezgâhı
kabinin
bölmesinde
standına
durdur
tuvalette
oyalan
geciktir
distract
dikkatini dağıt
oyala
rahatsız
dikkatinin dağılmasına
keep
devam
sürekli
durmadan
sessiz
tut
tutun
kalsın
sakla
tutarım
koru
occupy
işgal
meşgul
oyala
ele
kaplayan bu
delay
ertelemek
rötar
gecikme
oyala
ertelersek
geç
hold
bekleyin
sarıl
bir saniye
kalın
tut
bekle
tutun
dur
durun
dayan
busy
meşgul
yoğun
kalabalık
işlek
yoğunum
occupied
işgal
meşgul
oyala
ele
kaplayan bu
longer
uzun
süre
zaman
sürer
fazla
asık
daha
uzunluğunda
uzundu
sürdü

Examples of using Oyala in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Sen onu oyala ve ben koşayım.
You hold him and I will run.
Onlari oyala! -Tamam.
Okay. Distract them.
Onları oyala. Asansörde.
Delay them. He's in the elevator.
Şimdilik onu oyala, bakalım toplantı nasıl geçecek.
Stall her for now, let's see how the meeting goes.
Kensi, durması için oyala onu.
Kensi, you got to stop him longer.
Şimdi git, sen onu oyala ve Loridonnayı bana gönder.
Just go. Go in there and occupy her and send Loridonna to me.
Onu oyala, ben hemen geliyorum. Kendinde değil.
Keep him there, and I will be right over. He's not himself.
Onları oyala.
Delay them.
Biz anneni öldürürken kız kardeşini oyala.
Keep your sister busy, while we kill your mother.
Öyleyse biz Yüceyle oraya gelene dek onları oyala.
Then just hold them long enough for us to get there with Glorious.
Ben de… Gothamı… dondurayım! Sen kuşla yarasayı oyala.
You distract the bat and bird… while I prepare… to freeze… Gotham!
Gelmene daha ne kadar… Tamam mı, oyala işte?
Stall. Well, how far are y… OK?
Sen çocukları oyala.
You occupy the kids.
Onları benim için biraz daha oyala.
Just hold them off for me for a little bit longer.
Kara, biz onu kapatana kadar Kırmızı Kasırgayı oyala.
Kara, keep Red Tornado occupied until I can shut it down.
Kendinde değil. Onu oyala, ben hemen geliyorum.
Keep him there, and I will be right over. He's not himself.
Binbaşı, onları oyala.
Major, delay them.
Gelmene daha ne kadar… Tamam mı, oyala işte.
Okay? Stall.-Well, how far are y… I.
Hey, sen Margareti oyala.
Hey, you keep Lady Margaret busy.
Lord Sidiousla konuşacağım. Onları oyala.
I will contact Lord Sidious. Distract them.
Results: 281, Time: 0.0539

Top dictionary queries

Turkish - English