PLANLAMA in English translation

planning
plan
planlama
to plan
planına
planlamak
düzenleme
var
scheduling
program
takvim
çizelge
plan
ayarla
tarifesi
zamanlama
saatlerini
plotting
komplo
arsa
konu
suikast
hikâye
planı
entrikası
parsel
tuzaklarının
kurdu

Examples of using Planlama in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Lütfen öğleden sonra inşaat planlama takımıyla plânladığım görüşmeyi yürüt.
Please push the meeting I have planned with the construction planning team into the afternoon.
Sen planlama komitesindeydin.
You were on the planning committee.
Planlama komisyonunda Sonnynin oyu.
Sonny's vote on the planning commission.
Planlama aşamasında bir plan diyebilirsin.
A plan in the planning stages, if you will.
Unified Shilla Oteli için planlama projesi nasıl gidiyor?
How is the planning for Unified Shilla Hotel's deal going?
İyi de sen hiç planlama teklifi yazdın mı?
But did you ever write a planning proposal?
Onların Tomu cezalandırmak için planlama şekli biraz ciddi görünüyor.
The way they plan to punish Tom seems kind of severe.
Planlama ve inşa çalışması 1998 ile 2013 arasında gerçekleştirildi.
It was planned and constructed from 1996 to 1998.
Furst'' New York şehri planlama komisyonu olmasaydı ne hale gelirdi diye düşündük.
Furst continued,"e imagined what New York City might have become without a planning commission.
Ben planlama ya da onun gibi birşey yapmadım.
I didn't, like, plan it or anything.
Da Aile Planlama Derneğinden bir kadın gördüm.
I saw a woman from Planned Parenthood on television this morning.
Planlama ekibi ve asistanlar.
Have the planning teams and assistants.
Aylık planlama Cuma gününe kadar masamda olsun.
Monthly projections on my desk by Friday.
Planlama komisyonundaki erkek arkadaşı, evli ve 60 yaşında.
Is 60 years old and married. Her boyfriend on the planning commission.
Planlama komisyonundaki erkek arkadaşı, evli ve 60 yaşında.
Her boyfriend on the planning commission is 60 years old and married.
Planlama komisyonundaki erkek arkadaşı, evli ve 60 yaşında.
Her boyfriend on the planning commission is 60 and married.
Planlama işi benim sorumluluğumda değil.
No I am responsible for the planning.
Öldürmeyi planlama mı?
A plan to get killed?
Peki planlama nasıl devam ediyor?
So how are the plans coming?
Bay Lee, planlama yeteneğiniz gerçekten güçlü.
Sir you planning capability is really very strong.
Results: 1152, Time: 0.0484

Top dictionary queries

Turkish - English