Examples of using Sınıra in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sanırım 12 yıllık çalkantı beni biraz sınıra getirdi.
Bak işte, o sınıra dokunmam.
Yıldızların enerjisini hesapla. Sınıra kadar!
Sınıra ve düzene ihtiyacı var.
Underwood sınıra asker koyarsa onu dinlememelerini ilk ben söylerim.
Liderim, Sınıra en uygun uzaklıktayız.
Princeton ve Monterey sınıra ulaştı.
Scotty, tam sınıra kadar getir.
Yıldızların enerjisini hesapla. Sınıra kadar!
Bak işte, o sınıra dokunmam.
Sınıra ihtiyacım olduğunu söyledim!
Sınıra gidin!
Konteynırı 30 dakikada sınıra götürün.
Yıldızların enerjisini hesapla. Sınıra kadar!
Scotty, tam sınıra kadar getir.
Caffreyle çalışmamın beni tehlikeli bir şekilde sınıra çok yaklaştıracağını söylerdin hep.
Sınıra ihtiyacım var!
Efendim, sınıra gönderdiğiniz elçi Dakun yakınlarında ölü bulundu;
On metre, sınıra yaklaşıyoruz.
Bizim sınıra ihtiyacımız var.