Examples of using Sabah onu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sabah onu mutfakta, öylec oturup şarkı söylerken bulmuşlar.
Sabah onu mutfakta, öylec oturup şarkı söylerken bulmuşlar.
Sabah onu kimse görmedi mi?
Reddington oraya uçuyor, sabah onu buraya getirmiş olmayı umuyor.
Reddington oraya uçuyor, sabah onu buraya getirmiş olmayı umuyor.
Ama bu sabah onu göremedim. Genelde, Nancy bana getirirdi.
Ama bu sabah onu göremedim. Genelde,
Sabah onu ne yapacağım?
Sabah onu ararım.
Komşularından o sabah onu gören var mı?
Rabbini çokça zikret ve akşam sabah Onu tesbih et.
Al, bütün sabah onu bekledim.
Rabbini çokça zikret ve akşam sabah Onu tesbih et.
Rabbini çokça an, akşam sabah onu düşün.
Bu gece elimden bir şey gelmez. Sabah onu bulurum.
Yakında buradan gideceğiz ve sabah onu kuşlar yer.
Rabbini çokça an, akşam sabah onu düşün.
Tamam geceyi geçirsin, sabah onu takip ederiz ve dosyayla ne yapacağını öğreniriz.
Duyduğuma göre bütün gece uyumadı… ve sabah onu görmeye gelen Afrikalı gruplarla konuştu… ve ona tapıyorlardı.