Examples of using Sakince in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Onunla sakince konuşayım, öyle mi?
Sakince. Kimin çarptığına dair birşeyler dedi mi?
Evet, gecenin geri kalanını sakince uyuyarak geçirecek.
Tamam, yavaş ve sakince nefes al.
Caddeden aşağı doğru yürüyordum, tamam mı? Sakince.
Sakince koş.
Sakince hatta şefkatle geri sokmuşlar.
Sakince gel, merkeze gidelim… Hayır.
Ve büyük meblağda değişimi sakince kabullenme cesaretine.
Yüksekliğini kaybetmeni istemiyoruz, şimdi çok yavaş ve sakince yapacağız.
Ama eğer oraya gidip, sakince birkaç soru sorarsam.
Pekala, yavaşça ve sakince nefes al.
Böyle durumlarda, en iyisi sakince beklemek.
Sakince uzan.
Hayır. Sakince gel, merkeze gidelim.
Sakince dalgalan benim, şimdi dalgalan benimle.
Şimdi şuraya yaslanacağım, çok yavaş ve sakince.
Yumuşak ve sakince.
Bir şeyler içip bunu sakince konuşabiliriz.
Güzel ve sakince.