SAKLANMAK ZORUNDA in English translation

have to hide
saklanmak zorunda
saklamak zorunda
gizlemek zorunda
saklanmam gerek
saklanması gerektiğinde
saklamam gerek
had to hide
saklanmak zorunda
saklamak zorunda
gizlemek zorunda
saklanmam gerek
saklanması gerektiğinde
saklamam gerek
has to hide
saklanmak zorunda
saklamak zorunda
gizlemek zorunda
saklanmam gerek
saklanması gerektiğinde
saklamam gerek
gotta hide
saklanmamız lazım
saklanmanız gerek
saklamam lazım
gizlemen gerek
saklamamız gerek
saklanmak zorunda

Examples of using Saklanmak zorunda in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yalnız uyumak istediğinde saklanmak zorunda kaldığına inanır mısın?
Would you believe he had to hide whenever he wanted to sleep alone?
Tom artık saklanmak zorunda kalmayacak.
Tom won't have to hide any longer.
Justine, saklanmak zorunda kalman benim hatam.
Justine it is my fault you have to hide.
Artık saklanmak zorunda kalmayacaksın küçük hanım.
Madam, are not going to have to hide much longer.
Lem hayatı boyunca saklanmak zorunda kalacak. Benim yüzümden.
Lem's gonna have to hide for the rest of his life. That's on me.
Dolapta saklanmak zorunda kaldım.
I had to hide in the cupboard.
Saklanmak zorunda kaldım.
I have to hide what i am.
Burada 12 çürümüş yıl saklanmak zorunda kalışımız senin hatandı.
Your fault that we had to hide out here for 12 frostbitten years.
Ama papaz geçerken çitin arkasına saklanmak zorunda kaldım.
Though I did have to hide behind a hedge when I saw the vicar passing.
Umarım ailen kıçını korur, çünkü saklanmak zorunda kalacaksın!
I hope your parents protect your ass, cos you will have to hide!
Sizin zamanınızda cadılar saklanmak zorunda olmamalı.
Witches must not have to hide in your time.
Geriye kalan doğal yaşamımda saklanmak zorunda kalacağım.
Now I have to hide for the remainder of my natural life.
Biraz geç aradık. Saklanmak zorunda kaldık.
We're calling late but we had to hide.
Başka çare bırakmadınız ve ben de Fatein arabasına saklanmak zorunda kaldım.
You left me no choice so I had to stow away in Fate's car.
Polislerin geldiğini duyunca, saklanmak zorunda kaldın.
You had to hide when you heard the police cars.
Meksikalı bir mongoldan kaçmak için helaya saklanmak zorunda kaldım!
I had to hide in the Poo to escape a Mexican mongoloid!
O zaman konu komşudan saklanmak zorunda kalacaksın.
You would have to hide yourself… From the neighbors then.
Polis gördüğünde kilere saklanmak zorunda kalmazsın.
And not having to duck a cop every time you see a cellar.
Polislerin geldiğini duyunca, saklanmak zorunda kaldın.
You had to hide when you first heard the police cars.
Babası oğlan istediği için maskenin ardına saklanmak zorunda kalmış.
Daddy wanted a son, so she has to hide behind a mask.
Results: 105, Time: 0.0351

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English