Examples of using Saklanmak zorunda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yalnız uyumak istediğinde saklanmak zorunda kaldığına inanır mısın?
Tom artık saklanmak zorunda kalmayacak.
Justine, saklanmak zorunda kalman benim hatam.
Artık saklanmak zorunda kalmayacaksın küçük hanım.
Lem hayatı boyunca saklanmak zorunda kalacak. Benim yüzümden.
Dolapta saklanmak zorunda kaldım.
Saklanmak zorunda kaldım.
Burada 12 çürümüş yıl saklanmak zorunda kalışımız senin hatandı.
Ama papaz geçerken çitin arkasına saklanmak zorunda kaldım.
Umarım ailen kıçını korur, çünkü saklanmak zorunda kalacaksın!
Sizin zamanınızda cadılar saklanmak zorunda olmamalı.
Geriye kalan doğal yaşamımda saklanmak zorunda kalacağım.
Biraz geç aradık. Saklanmak zorunda kaldık.
Başka çare bırakmadınız ve ben de Fatein arabasına saklanmak zorunda kaldım.
Polislerin geldiğini duyunca, saklanmak zorunda kaldın.
Meksikalı bir mongoldan kaçmak için helaya saklanmak zorunda kaldım!
O zaman konu komşudan saklanmak zorunda kalacaksın.
Polis gördüğünde kilere saklanmak zorunda kalmazsın.
Polislerin geldiğini duyunca, saklanmak zorunda kaldın.
Babası oğlan istediği için maskenin ardına saklanmak zorunda kalmış.