Examples of using Saldıracak kadar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gerçekten de insanlara saldıracak kadar büyük böcekler var mıdır? Akla mantığa uymuyor fakat vericiden aldıkları mesaj.
Kim bize saldıracak kadar aptal olabilir bilmiyorum… fakat buna bir son vermenin zamanı geldi Demir Adam.
Bunu doğru farzetsek bile Jennie yaşıyorsa ve sana saldıracak kadar iyiyse o zaman.
bu boyutta bir gruba saldıracak kadar aptal olamaz, o yüzden bana güvenin, onu korkuttuk.
Earli küçüklere saldıracak kadar kızdırdı.
Sonra da kızıl el ele geçirmeye çalıştı. Earli küçüklere saldıracak kadar kızdırdı.
çocuğun… tüm kimliğini borçlu olduğu sisteme… saldıracak kadar delirmiş olduğuna inanır.
çocuğun… tüm kimliğini borçlu olduğu sisteme… saldıracak kadar delirmiş olduğuna inanır.
çocuğun… tüm kimliğini borçlu olduğu sisteme… saldıracak kadar delirmiş olduğuna inanır.
çocuğun… tüm kimliğini borçlu olduğu sisteme… saldıracak kadar delirmiş olduğuna inanır.
çocuğun… tüm kimliğini borçlu olduğu sisteme… saldıracak kadar delirmiş olduğuna inanır.
klonların devrimi çok hızlı ilerleme kaydediyor gerçek Dünyaya saldıracak kadar ileri gidiyorlar.
ne kadar saldırgan olursa olsun… bu boyutta bir gruba saldıracak kadar aptal olamaz… o yüzden bana güvenin, onu korkuttuk.
Ona saldıran kadar değil.
Bir gün Salma kadar önemli olmak ister misin?- Orada dur?
Bir gün Salma kadar önemli olmak hoşuma gider sanırım.
Bir gün Salma kadar önemli olmak hoşuma gider sanırım.
Günün birinde Salma kadar büyük biri olmak ister misin?
Saldırabileceği kadar yakın bir av bulana dek günler geçebilir.
Saldırıncaya kadar insana hayvan gibi davranırlar?