Examples of using Sana verilen in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sana verilen isim bu mu?
Sana verilen güçleri bu şekilde kullanmamalısın.
Sana verilen kıymetli zamanı çarçur etme.
Sana verilen kıymetli zamanı çarçur etme.
Sana verilen olmamalıdır Jeffrey.
Sen Jonah gibi, sana verilen kadere sinirlendin.
Bu öldüğünde, cennete gidebilmen için sana verilen bir hediye.
Her zaman istediğin hayatı yaşamazsın, sana verilen hayatı yaşarsın.
Sana verilen eşkale rağmen bu adamın El-Kaide ya
Belki de sana verilen asıl işe odaklansaydın, bu problemin olmazdı.
Tutankhamun bir kere bana demişti ki kader sana verilen değil, senin aldığındır.
Eğer sana verilen tercih hakkı bana verilseydi, ben Kentucky kızını seçerdim.
Sen bir çalışansın ve sana verilen görevi yerine getirir gündelik hayatına devam edersin.
o mektupta sana verilen talimatları uygula, ve kocanız serbest bırakılıncaya değin biz geri planda kalacağız.
Bakıyorum. Bu öldüğünde, cennete gidebilmen için sana verilen bir hediye.
Beş yıl önce buraya geldiğinde ona bir seçme şansı verildi. Sana verilen şansın aynısı.
Sana verilen avantajları alamayacaksın.
Sana verilen dosyaya güven.
Sana verilen adamla çalışmak zorundasın.
Sana verilen nimetleri hak etmiyorsun.