Examples of using Sap in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sap ve bisküvi?
Ben şanslı olanlardan biriyim; bize biraz sap verdiler… ve onunla daha iyi uyuyabiliyoruz.
Ve çok sap vardı, değil mi, Angela?
Ona çoğunlukla sap ve tohum olduklarını söyler misin?
Sap değilsin!
Bu büyük cam sap, evliliğimize nasıl yardım edecek ki?
Bu büyük cam sap, evliliğimize nasıl yardım edecek ki?
Kim sap atıyor bana?
Kim sap atıyor bana?
Bu küçük sap tıpkı bir mıknatıs gibi.
Şimdi ilerdeki yan yola sap.
O kız grupları ve erkek öğrenci sap olur. Spor ve cinayet.
Daha fazla filiz, daha az sap.
Hepsi senin suçun, sap.
Bunun gözleri birer sap üzerindedir.
çok fazla sap olacak.
Aslında o bir sap?
Sen o sap olmalısın.
Hey, çocuklar, çok fazla sap var.
Dans pistinde çok fazla sap var.