Examples of using Senin bilmediğin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
İşte bu, senin bilmediğin şey.
Arkadaşı olabilir mi? Senin bilmediğin bir?
Senin bilmediğin korkunç, iğrenç bir alışkanlığı olabilir.
Senin bilmediğin her şey, yok.
Buralarda senin bilmediğin hiç bir şey yapılmıyor.
Asıl senin bilmediğin şeyler var.
Senin bilmediğin konulardan.
Burada senin bilmediğin bir geçmiş var.
Daha senin bilmediğin çok iş yaptım.
Muhtemelen senin bilmediğin gizli bir frekans ya da ağ kullanıyorlardır.
Senin bilmediğin bir kılıç ustası?
Senin bilmediğin, onun annesi sorunu olur sanırsın?
Belki o da senin bilmediğin emirleri uyguluyordur.
Belki de senin bilmediğin bir şeyler dönüyordur.
Burada senin bilmediğin başka faktörler var Wilkenson.
Senin bilmediğin bir sürü başka şey oldu.
Menüde senin bilmediğin ne olabilir ki?
Senin bilmediğin ve benim yapabildiğim bir işten!
Senin bilmediğin bir şey bu.
Senin bilmediğin, bana gaz verildi ve.