SENIN BILMEDIĞIN in English translation

you don't know
bilmiyor musun
tanımadığın
bilemezsin
haberin yok
değildiler eğer bu konuları bilmiyorsanız
you didn't know
bilmiyor musun
tanımadığın
bilemezsin
haberin yok
değildiler eğer bu konuları bilmiyorsanız
you do not know
bilmiyor musun
tanımadığın
bilemezsin
haberin yok
değildiler eğer bu konuları bilmiyorsanız
you did not know
bilmiyor musun
tanımadığın
bilemezsin
haberin yok
değildiler eğer bu konuları bilmiyorsanız

Examples of using Senin bilmediğin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
İşte bu, senin bilmediğin şey.
But that's the thing, the thing you didn't know.
Arkadaşı olabilir mi? Senin bilmediğin bir?
No. Would she have had a friend you didn't know about?
Senin bilmediğin korkunç, iğrenç bir alışkanlığı olabilir.
He could have some horrible, disgusting habit you don't know about.
Senin bilmediğin her şey, yok.
Anything you weren't aware of.
Buralarda senin bilmediğin hiç bir şey yapılmıyor.
Nothing around here happens without you knowing.
Asıl senin bilmediğin şeyler var.
There's something I know that you don't.
Senin bilmediğin konulardan.
Things that you know not of.
Burada senin bilmediğin bir geçmiş var.
There's a history here you know nothing about.
Daha senin bilmediğin çok iş yaptım.
I have done a lot of things you don't know about.
Muhtemelen senin bilmediğin gizli bir frekans ya da ağ kullanıyorlardır.
Probably just using a secure band or network you don't know about.
Senin bilmediğin bir kılıç ustası?
A swordsman like you doesn't know him?
Senin bilmediğin, onun annesi sorunu olur sanırsın?
I would think it's his mother's, don't you?
Belki o da senin bilmediğin emirleri uyguluyordur.
Maybe he's following orders. Orders you don't know about.
Belki de senin bilmediğin bir şeyler dönüyordur.
Maybe there's something going on you don't know about.
Burada senin bilmediğin başka faktörler var Wilkenson.
There are other factors involved here, Wilkenson, that you don't know about.
Senin bilmediğin bir sürü başka şey oldu.
That you don't know about. A whole lot of things have happened.
Menüde senin bilmediğin ne olabilir ki?
What could they have on the menu… that you're not aware of?
Senin bilmediğin ve benim yapabildiğim bir işten!
I hope you know what you're doing!
Senin bilmediğin bir şey bu.
Something you know nothing about.
Senin bilmediğin, bana gaz verildi ve.
Before you know it, I'm being gassed.
Results: 133, Time: 0.0298

Senin bilmediğin in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English