Examples of using Sorun sadece in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sorun sadece senin.
Sorun sadece senin neye inandığın.
Sorun sadece biletler değil.
Geliyorum. sorun sadece onun davetkarlığında.
Sorun sadece.
Buket sorun sadece ev mi?
Evet, ufak bir ailevi sorun sadece.
Ama belki de sorun sadece ondadır.
Sorun sadece doğru kızı bulmaksa dünyadaki her erkek seninle evlenmek istemez miydi?
Sorun sadece bunları bilmekte değil, ben gerçekten iç içe olmak istiyorum.
Hiçbir sorun, sadece nakit.
Bu soruyu sadece sen cevaplayabilirsin.
Soruların sadece benimkileri geciktiriyor.
Ciddi sorular sadece, lütfen.
Sorum sadece hanginiz beni oraya götürecek?
Bunun anlamı hastanın sorunu sadece sıcak çarpması.
Bu nereden geldiğini emin, hiçbir sorun, sadece sürece sen söyleyebilirsin.
Bence Carlanın sorunu, sadece başka bir kadının yardımcı olabileceği tarzda bir soruna benziyor.
Türk ordusunda kıdem sorunu sadece savaşta değil, barışta da öne çıkıyor.
Sorun sadece fiyattadır.