SUÇLADI in English translation

blamed
suçlamak
suç
suçlayın
sorumlu
suçlu
yüzünden
bir vebal
suçlayabilir misin
kabahati
accused
itham
suçluyorsun
suçu
suçlayacaksın
charged
hücum
şarj
yük
ücret
sorumlu
yetkili
suçlaması
sorumluluğunu
suçu
başına
framed
çerçeve
kare
iskeleti
diliminde
suçu
çerçeveleyin
komplo
kadraja
şasisi
tuzak
indicted
suçlamak
suçlarsanız
dava
accusations
itham
suçlama
iddiayı
bir suclama
accusing
itham
suçluyorsun
suçu
suçlayacaksın
blames
suçlamak
suç
suçlayın
sorumlu
suçlu
yüzünden
bir vebal
suçlayabilir misin
kabahati
blame
suçlamak
suç
suçlayın
sorumlu
suçlu
yüzünden
bir vebal
suçlayabilir misin
kabahati
blaming
suçlamak
suç
suçlayın
sorumlu
suçlu
yüzünden
bir vebal
suçlayabilir misin
kabahati
accuses
itham
suçluyorsun
suçu
suçlayacaksın
charging
hücum
şarj
yük
ücret
sorumlu
yetkili
suçlaması
sorumluluğunu
suçu
başına
charges
hücum
şarj
yük
ücret
sorumlu
yetkili
suçlaması
sorumluluğunu
suçu
başına
accuse
itham
suçluyorsun
suçu
suçlayacaksın

Examples of using Suçladı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yoksa o polis seni yanlışlıkla bir şeyle mi suçladı?
Or did that cop accuse you wrongly or something like that?
Bu yüzden beni suçladı.
She blames me.
parayı alıp başkasını suçladı.
to take the money and blame another.
Başbakan DCP Anant Srivastav ve ekibini suçladı.
Minister accuses Anant Srivastav and his team.
Kalk ayağa! Taciz için Elliotu suçladı.
Get up! Blaming Elliot for the abuse.
Lucas Barrès sahte faturalar için sizi suçladı.
Lucas Barrès blames you for the UPM's fake invoices.
Bu MacGregorın planıydı, parayı alıp başkasını suçladı.
To take the money and blame another. This was McGregor's ploy.
Taciz için Elliotu suçladı.
Blaming Elliot for the abuse.
Adam onu bu güç oyununa sürükledi ve sonra da onu suçladı.
He makes her play along, then blames her.
Olaydan sonra kendini suçladı.
She owned some blame after all.
Kalk ayağa! Taciz için Elliotu suçladı.
Blaming Elliot for the abuse…- Get up!
Bu felaket için kendini suçladı.
He blames himselg For her dreadful plight.
Ve mültecileri suçladı.
Blame the refugees.
I} Annen seni 33 yıl boyunca suçladı mı?
Your mother blaming you for 33 years? what it's like, Do you know that?
Kendisini suçluyor. Her zaman kendisini suçladı.
He blames himself. Always has.
Yacumo Alan Yates in ekibini suçladı.
The Yacumo blame the Alan Yates' crew.
Herkes beni suçladı.
Everyone blaming me, the regiment.
Doğal olarak çocuklar beni suçladı.
Naturally, the kids blame me.
Sonra bir Belediye Meclisi toplantısında ayağa kalktı ve Big Dicki suçladı O.
Then he stands up at a City Council meeting and blames Big Dick.
Herkes beni suçladı.
Everyone blaming me.
Results: 1033, Time: 0.0357

Top dictionary queries

Turkish - English