Examples of using Taviz in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Taviz yok.
Bu taviz, yıkıcıydı.
Annemde taviz yok.
Korkarım, o taviz geri çekildi.
Hakikat, bilinçle vereceğin bir taviz değildir.
Sakın ola kimseye taviz verme!
Artık taviz yok, anlayış yok.
Verdiğim son taviz bu.
Hayır.- Taviz mi?
Küçük taviz.
Toplantı yok, taviz yok.
Küçük taviz.
Küçük bir talep. Küçük taviz.
Mantıklı yaklaşımı denedim, duygusal yaklaşımı denedim… taviz yok.
duygusal yaklaşımı denedim… taviz yok.
Gerçeği arayışınızda kendinize karşı her zaman dürüst olun ve taviz vermeyin.
Ama kendinden taviz veremeyeceğini anlamalısın.
Shakaar teröristlere taviz verilemeyeceğini herkesten daha iyi bilir.
Hey, belki sen onu taviz verip bana taşınmaya ikna edebilirsin!