TUTUKLU in English translation

prisoner
tutsak
mahkûm
tutuklu
mahkumu
esir
esiri
under arrest
tutukluyorum
tutuklu
tutuklayın
gözaltında
detainee
tutuklu
inmate
mahkûm
tutuklu
mahkumu
bir mahküm
detention
gözaltı
ceza
tutuklu
gözetim
tutuklama
alıkoyma
tevkif
alıkonma
ıslahevi
okulda kalma cezası
peer
tutuklu
emsal
akran
meslektaş
yaşıtlarının
bak
asilzade
arkadaş
akranların
custody
velayet
gözaltı
vesayet
tutuklu
gözetiminden
bir velayet
vekalet
göz altına
altına
nezaretim mi
imprisoned
hapsetmek
hapiste
tutsak
zindanın
on remand
tutuklu
mahkeme oncesi
prisoners
tutsak
mahkûm
tutuklu
mahkumu
esir
esiri
detainees
tutuklu
inmates
mahkûm
tutuklu
mahkumu
bir mahküm

Examples of using Tutuklu in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Dokuz yeni tutuklu, baskında yakalanmışlar. Neler oluyor?
What's going on? Nine new prisoners, caught in a raid?
Tutuklu Van Syoc,
The detainee, Van Syoc,
Her iki sanık tutuklu geçen son 15 ayda ciddi sıkıntı yaşadılar.
Both defendants have suffered considerable hardship in the past 15 months on remand.
Coulson, tutuklu bölümünü tecrit et.
Coulson, initiate defensive lockdown in the detention section I'm on it.
Tutuklu Curtis Glover. Sıradaki.
Next. Custody. Curtis Glover.
Bu tutuklu benim evimi yaktı.
This inmate burned down my apartment.
Tutuklu çalışan görebilir
The peer worker can,
Dokuz yeni tutuklu, baskında yakalanmışlar. Neler oluyor?
Nine new prisoners, caught in a raid. What's going on?
Yılın başlarında iki tutuklu izinlerinden geri dönmedi.
Earlier this year, two detainees did not return from leave.
Tutuklu serbest kalınca tüm kafesleri açtı,
Detainee got loose, unlocked all the cages,
Coulson, tutuklu bölümünün kilitli olduğundan emin ol ve… silah deposuna geç.
Coulson, initiate defensive lockdown in the detention section I'm on it.
Sıradaki. Tutuklu Curtis Glover.
Curtis Glover. Custody. Next.
Tutuklu olduğu sürede, Mark Costleyle ilgili bir değerlendirme yürüttünüz.
You conducted an assessment of Mark Costley while he was on remand.
İlk 16 tutuklu Padinska Skelaya bu ayın başlarında yerleştirildi.
The first 16 inmates moved into Padinska Skela earlier this month.
Bu nedenle de senin tutuklu çalışan pozisyonuna dönmeni istiyorum.
Which is why I would like you to come back as peer worker.
Tutuklu olarak geçirdiğim son saatlerdi. Wilkinson Islahevinde.
I was in my last hours as an inmate at the Wilkinson Home for Boys.
Coulson, tutuklu bölümünü tecrit et.
I'm on it. Coulson, initiate defensive lockdown in the detention section.
Tutuklu Curtis Glover. Sıradaki.
Curtis Glover. Custody. Next.
Bir kerede kaç tane tutuklu alabilirsiniz?
How many detainees can you take at any one time?
Neler oluyor? Dokuz yeni tutuklu, baskında yakalanmışlar.
What's going on? Nine new prisoners, caught in a raid.
Results: 1109, Time: 0.053

Top dictionary queries

Turkish - English