Examples of using Unuttuğun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Unuttuğun şeyleri yeniden keşfedebilirsin.
Unuttuğun tüm hikâyeleri sana anlatacak.
Unuttuğun bir şey var.
Masamda unuttuğun alet için mi aradın?
Bana söylemeyi unuttuğun başka bir şey var mı, Detektif Freamon?
Sahip olduğunu neredeyse unuttuğun bir sürü başka iyi şeyi.
Unuttuğun şey, kehanet alametlerinin işaretler olduğu.
Unuttuğun kadar varmış.
Unuttuğun bir yere… gerçi o her düşüncene sık sık uğruyor.
Unuttuğun bir konu, Plainview polis şefini kaybetti, Huzur içinde yatsın.
Unuttuğun geçmişini hatırlamaya çalışacak mısın gerçekten?
Tabii yapmayı unuttuğun sürpriz bir hamlen yoksa.
Unuttuğun bir şey var o kızların nerede olduğunu sadece ben biliyorum.
Unuttuğun bir şey var, Monsewer.
Havaalanında unuttuğun. Onun için geri dönüyordun.
Senin unuttuğun başka peri masallarını da sana okumuştu.
Ama senin unuttuğun bir şey var.
Belki beni senin unuttuğun bir rüyandan yarattılar.
Unuttuğun bir şey var,
Ayrıca unuttuğun bir şey var, o adamlar mahkum edilmiş katiller.