UZUN ZAMAN in English translation

• long time
• long
• while
• longer
• longest time

Examples of using Uzun zaman in Turkish and their translations into English

Görüşmeyeli uzun zaman oldu.
It's been so long since we met.

Doğru gibi ama uzun zaman oldu.
It looks right, But it was a long time ago.

Uzun zaman önce olmuş.
It was a long time ago.

Uzun zaman önce, Washingtona ilk gittiğinde.
A long time ago, when she first got to Washington.

Uzun zaman önceki eski sandalyemdi.
My old chair from a long time ago.

Ryan OReilyden uzun zaman nefret ettim, derinden.
I have hated Ryan O'Reily for so long, so deeply.

Uzun zaman güvende sayılmazsın.
You ain't gonna be safe for long.

Bunu görmeyeli uzun zaman oldu.
It's been so long since we saw this.

Uzun zaman önce. 10 yıl önce.
A long while ago. Ten years now.

Uzun zaman ben de bilmiyordum.
I didn't know for the longest time.

Uzun zaman önce köyün birinde yaşlı bir adam yaşarmış.
Long, long ago, there lived an old man in a village.

Uzun zaman sonra gelmiş.
He came after a long time.

Uzun zaman oldu Efendim!
It has been a long time, Sire!

Çok uzun zaman.
It's been a long.

Çok uzun zaman sayılmaz biliyorum, ama o kuzenlerini özlüyor!
I know it's a long time, but, he misses his cousins!

Senin için uzun zaman oldu.
It's been a while for you.

Belki o kişi sensin, uzun zaman sonra bizi ziyarete gelmişsin.
And maybe that somebody is you, come to see us after a long time gone.

Kimmie, uzun zaman oldu.
Kimmie, it's been too long.

Bu kadar uzun zaman geçtiğine inanamıyorum.
I can't believe I have been gone for so long.

Kaybolalı çok uzun zaman olmuş, Jack.
It's a long time she's been missing, Jack.