FOR THE LONGEST TIME in Turkish translation

• uzun süre
• uzun zamandır
• uzun zaman
• uzun süredir

Examples of using For the longest time in English and their translations into Turkish

I used to think they really believed I was a Demon. For the longest time.
Şeytan olduğuma gerçekten inandıklarını düşündüm uzun zaman.

For the longest time, I used to think they really believed I was a demon.
Şeytan olduğuma gerçekten inandıklarını düşündüm uzun zaman.

For the longest time, I wouldn't believe it.
Inanmak istemedim. Uzun zaman buna.

For the longest time I had it backwards.
Uzunca süre aksini yapmışım.

Neither did I, for the longest time.
Uzun zaman önce ben de öyleydim.

For the longest time I was obsessed with all those alien conspiracies.
Çok uzun süredir uzaylı yaratıklarla ilgili takıntılarım vardı.

For the longest time.
Uzun zaman boyunca.

For the longest time, I was sure something happened to him.
Çok uzun bir süre, ona bir şey olduğunu sandım.

So, we lived on frozen pizzas for the longest time.
Biz de uzunca bir süre donmuş pizzayla yaşadık.

For the longest time, all I wanted was for you to tell me the truth.
Onca zaman tek istediğim bana gerçeği söylemendi.

Uh…"I couldn't let anybody touch me for the longest time?
Uuzn süredir bana kimsenin dokunmasına izin vermemiştim?

He said that for the longest time, he believed I was dead.
Uzun bir zaman boyunca ölmüş olduğumu zannettiğini söyledi.

I have been bugging your dad to introduce us For the longest time.
Uuzn zamandır bizi tanıştırsın diye babanı sıkıştırıyordum.

Because for the longest time, it was the only way I could feel unbroken.
Çünkü uzunca bir süre bütün hissetmemin tek yolu buydu.

The longest♪♪ For the longest time.
Uzun bir süre.

Ignored it for the longest time.
Uzun bir zaman bunu önemsemedi.

For the longest time, I actually believed them.
Çok uzun bir süre onlara gerçekten inanmıştım.

For the longest time, it was all about survival.
Çok uzun süredir asıl mesele hayatta kalmaktı.

For the longest time people have regarded science
Çok uzun zaman insanlar fen bilimini

You know… for the longest time I hated my dad.
Biliyorsun, çok uzun süre babamdan nefret ettim.