VARSA in English translation

there's
orada
olsun
vardır
yanında
bir
burada
var diye
i̇şte
içinde
mevcuttur
you have
var
daha
beri
yok
olduğunu
sahipsin
var mı
elinde
zorundasın
sen de
if there's
varsa
olursa doktor ben aşağıda olacağım
eğer ölenin iki kız kardeşi varsa
you got
alırsın
var
alıyorsun
al
alırsan
hemen
almaz
alacaksın
bul
getir
one
biri
exists
var
mevcut
gerçek
yok
varlığını
varolduğunu
var olduğunu
yaşıyor
yoksun
there is
orada
olsun
vardır
yanında
bir
burada
var diye
i̇şte
içinde
mevcuttur
if there is
varsa
olursa doktor ben aşağıda olacağım
eğer ölenin iki kız kardeşi varsa
there are
orada
olsun
vardır
yanında
bir
burada
var diye
i̇şte
içinde
mevcuttur
there was
orada
olsun
vardır
yanında
bir
burada
var diye
i̇şte
içinde
mevcuttur
you had
var
daha
beri
yok
olduğunu
sahipsin
var mı
elinde
zorundasın
sen de
if there are
varsa
olursa doktor ben aşağıda olacağım
eğer ölenin iki kız kardeşi varsa
if there was
varsa
olursa doktor ben aşağıda olacağım
eğer ölenin iki kız kardeşi varsa

Examples of using Varsa in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bildiğin açık bir yer varsa, tatlı yemek isterim.
If you know a place that's open, I would love to get some dessert.
Eğer aklın varsa otele dönüp biraz uyursun.
If you're smart, you will go back to the hotel to get some sleep.
Eğer, şu an kuşkularınız varsa, korkarım ki, çok geç kaldınız.
If you're having doubts now, I'm afraid is too late.
Eğer doktorun endişeleri varsa, bize erkenden bir randevu verebiliyor olması lazım.
We should be able to get an appointment soon. If the doctor is concerned.
Son sözleriniz varsa şimdi zamanı.
If you have any last words, now is the time.
Tehlike varsa, adamım ne yapacağını bilir.
If there's any danger, my crewman will know what to do.
Tehlike varsa, adamım ne yapacağını bilir. Kapasite bu.
That's capacity. If there's any danger, my crewman will know what to do.
Bildiğimiz ne varsa gömmek ve artık ATNden korkmamak açısından.
In terms of burying whatever it is we know, and not being afraid of ATN anymore.
Bir derdiniz… varsa, onu konuşmalıyız.
If you're having a problem, we should talk about it.
Ellerinde dört tane varsa ve o kadar ucuza satıyorlarsa kesin öyledir.
Sure they did, if they have got four and selling it that cheap.
Senatörün bir şikayeti varsa kongre üyelerine bir mektup yazmalı.
If the senator has any complaints to make, he should write a letter to his congressman.
Hayatta kalanlar varsa, çok hızlı bir şekilde yüzeye çıkarabiliriz.
If there are survivors, we can bring them to the surface very quickly.
Çatlaklar! Mangırınız varsa Kübada hiçbir şey edepsizce değil!
Nothing's indecent in Cuba if you have got the dough! Ah, nuts!
Fark etmez ne varsa. Evet, tabi.
Just whatever you're having. oh, uh, yeah, sure.
Cesaretin varsa bana hemen adresini söyle!
If you have any guts, tell me your address right now!
Düşüncelerin varsa meditasyona ve Tanrıya ulaşamıyorsun demektir.
You're not connected to meditation and to God. If you're having thoughts.
Cesaretin varsa gizlice kulübeden çıkıp yemekhaneye gir.
I dare you to sneak out of the cabin and break into the mess hall.
Eğer bir ilişkiniz varsa bunu ifşa etmek zorundasınız.
If you're having a relationship, you're supposed to disclose it.
Cesaretin varsa gizlice kulübeden çıkıp yemekhaneye gir.
And break into the mess hall. I dare you to sneak out of the cabin.
Bir bilginiz varsa Las Vegas Polis İhbar Hattını arayın.
Please call the Las Vegas P.D. hotline. If you have any information.
Results: 17876, Time: 0.0444

Top dictionary queries

Turkish - English