YÜZÜKOYUN in English translation

• facedown
• face
• faces
• prone
• headlong

Examples of using Yüzükoyun in Turkish and their translations into English

Yüzükoyun yere yat.
Face down on the ground.

Yatakta yüzükoyun sigara içmek yok.
There is no smoking in the prone position in bed.

Tom yüzükoyun yere kapaklandı.
Tom fell flat on his face.

Belki de yerde yüzükoyun yatar halde bizi bulacaklar!
Maybe it will be us they find lying facedown on the floor,!

Hemen yüzükoyun yere yat.
Down on the ground now.

Herkes yere yatsın. Yüzükoyun. Elleriniz belinizde olacak.
I want everybody to get on the ground face down, hands behind your back.

Yüzükoyun uzanırken arkadan saldırıya uğramış.
And she was attacked lying down from behind.

Sadece yüzükoyun güverteye yatın ve orada kalın.
Just get down on the deck, flat, and stay there.

Yüzükoyun yere yat!
Face on the floor!

Yüzükoyun. Kalp krizi.
Face down. Heart attack.

Yüzükoyun. Kalp krizi.
Heart attack Face down.

Karların içinde yüzükoyun… vücut ısısı normalin çok altında 20 derecede.
Core temperature 20 degrees below normal. Face down in a snow drift.

Yüzükoyun! Hemen!
Now! Face down!

Yüzükoyun yat. Baba.
Father. Lie prostrate.

Evet, yüzükoyun bulmuşlar, başı dolaba doğruymuş.
Yeah. Said they found him face down, head towards the rack.

Sonra da yüzükoyun uzanır.
And he lies flat on his face.

Tom yatakta yüzükoyun uzanıyor.
Tom is lying face down on the bed.

Tom bir halı üzerinde yüzükoyun uzanıyor.
Tom is lying face down on a rug.

Şeytanın saldırısından korunmak için kalbi korumak için, yüzükoyun uzanın.
To prevent the Devil attacking… lie face-down, to protect the heart.

Kötülük getiren kimseler, yüzükoyun ateşe atılırlar.
And whosoever will bring evil--their faces shall be cast down into the Fire.