YANIN in English translation

yan
yang
side
yan
taraf
tarafından
yanında
kenar
yakası
yönünü
here
al
var
işte
şu
burada
geldi
buyur
şuraya
about you
seni
siz
sana
hakkınızda
sana karşı
you are
ol
olacaksın
asıl sen
sensin
iseniz
seni yalnız
i̇şte siz
olun
sen isen
olursun
burn
yanık
yakın
yanar
yakacak
yanan
ateş
yanıp kül
yak
yanma
yakalım

Examples of using Yanın in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Benim yanım senin yanın artık.
You're standing here now.
Bay Yanın Shaolinler tarafından yaralandığını duydum.
I have heard that Mr. Yan is hurt by Shaolin.
Enteresan, belki de senin hayvani yanın düşündüğüm kadar baskın değil.
Interesting, perhaps your bestial side is not as dominant as I thought.
Şiddetli bir darbeydi Yanın ölmesini istemişsin.
It was a vicious blow; you must have wanted Yan dead.
Bir yanın ipek, öteki yanın zımpara.
You're silk on one side, sandpaper on the other.
Murong Chui, general Sonraki Yanın kaşifi d.
Murong Chui, general and founder of Later Yan b.
Enteresan, belki de senin hayvani yanın düşündüğüm kadar baskın değil.
Perhaps your bestial side is not as dominant as I thought. Interesting.
Efendim, Wu Tongdan Bay Yanın yaralandığını keşfettik.
Master we have discovered that Mr. Yan of Wu-tong is hurt.
Her iki yanın karekökünü almamızın amacı da bu zaten.
That's our goal here, in taking the square root of both sides.
Şimdi her iki yanın mutlak değerini alalım.
Let's take the absolute value of both sides of this.
Diğer yanın nerede?
Where's your other half?
Yanın vahşi gücüne karşı baskı gücünü kullandın.
You used leverage against Yans brutal force.
Hepiniz yanın!
All of you burn!
Yanın göndereceği suikastçiden ne haber?
What about the assassin from Yan?
Casuslarımız, onun Yanın büyük bir kılıç ustası olduğunu söylüyor.
Our spies in Yan would say that he is a great swordsman.
Cazibeli yanın bu işte.
That's one of your charms.
Yanın otları gök mavisi iplerle örülmüş gibi görünüyor.
The grass of Yan seems woven of azure threads.
Bir yanın istiyor, biliyorum. Benimle gel.
Come with me. I know a part of you wants to.
Bir yanın istiyor, biliyorum. Benimle gel.
I know a part of you wants to. Come with me.
Ben onların yanın da olamadım.
I wasn't there for them.
Results: 126, Time: 0.0502

Yanın in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English