Examples of using Yas tutmanın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ancak tıp, yas tutmanın uygun olmadığını söylüyor.
Çünkü yas tutmanın 12 adımı falan var, değil mi?
Skylanderlar, yas tutmanın doğru yöntemi diye bir şey yoktur. Tina!
Skylanderlar, yas tutmanın doğru yöntemi diye bir şey yoktur. Tina!
Yas tutmanın bir sınırı yoktur. Hadi ama.
Bu gece başkent Pyongyangda yas tutmanın çılgınlığı olduğu bildirildi.
Tek başına yas tutmanın neresi iyi?
Yas tutmanın yeri ve zamanı var, ve Patty bu konuda alacaklı durumda.
Ve kaybedilen hayatlara yas tutmanın haddim olmadığını biliyorum. Çünkü onları tanımıyordum.
Yas tutmanın yeri ve zamanı var,- Kusura bakmayın. ve Patty bu konuda alacaklı durumda.
İnkâr etmek, yas tutmanın bir parçasıdır… ancak onun gittiğini kabullenmeniz gerek.
Uygun bir zamanda size hikayemi anlatacağım yaralıların iyileşmesini sağlamanın zamanıdır şimdi yas tutmanın ve.
Bu yas tutmak değil.
Savaş sırasında yas tutmak zordur.
Yas tutmak zor, cenazelerin sonu gelmiyor.
Ortağının ölümüne yas tutmak kolay değildir.
Yas tutmak istemiyorum.
Yas tutmak Juneu geri getirmeyecek.
Yas tutmak ona ağır geliyor.
Arkadaşım için yas tutmaya geldim.