YAS TUTMANIN in English translation

of grief
kederin
üzüntünün
acı
yas
yasın
acının
to grieve
yas tutmak
üzülmek
kederlenmek
acısını
kederleneceğimizi
yasınız için
to mourn
yas tutmak
yas tutacak
yasını tutmak için
matem için
yasını tutacak

Examples of using Yas tutmanın in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ancak tıp, yas tutmanın uygun olmadığını söylüyor.
But medicine says mourning is inappropriate.
Çünkü yas tutmanın 12 adımı falan var, değil mi?
Cause they say there's, like, 12 steps or something for grieving, right?
Skylanderlar, yas tutmanın doğru yöntemi diye bir şey yoktur. Tina!
Skylanders, there is no one correct method of grieving. Tina!
Skylanderlar, yas tutmanın doğru yöntemi diye bir şey yoktur. Tina!
Tina! Skylanders, there is no one correct method of grieving.
Yas tutmanın bir sınırı yoktur. Hadi ama.
Come on. Grief doesn't have a deadline.
Bu gece başkent Pyongyangda yas tutmanın çılgınlığı olduğu bildirildi.
There's reported to be a frenzy of mourning tonight in the capital, Pyongyang.
Tek başına yas tutmanın neresi iyi?
What good does grieving all alone ever do?.
Yas tutmanın yeri ve zamanı var, ve Patty bu konuda alacaklı durumda.
There is a time and place for mourning, and Patty is owed that.
Ve kaybedilen hayatlara yas tutmanın haddim olmadığını biliyorum. Çünkü onları tanımıyordum.
And I know it's not my place to mourn the lives that were lost because I didn't know them.
Yas tutmanın yeri ve zamanı var,- Kusura bakmayın. ve Patty bu konuda alacaklı durumda.
And Patty is owed that.- I'm sorry. There is a time and place for mourning.
İnkâr etmek, yas tutmanın bir parçasıdır… ancak onun gittiğini kabullenmeniz gerek.
But you have to accept she's gone. Denial's a natural part of grieving.
Uygun bir zamanda size hikayemi anlatacağım yaralıların iyileşmesini sağlamanın zamanıdır şimdi yas tutmanın ve.
And taking care of the injured. I will tell my story, and now is At the appropriate time, a time for grieving.
Bu yas tutmak değil.
That's not mourning.
Savaş sırasında yas tutmak zordur.
It's hard to mourn during a war.
Yas tutmak zor, cenazelerin sonu gelmiyor.
Mourning is difficult, funeral is endless.
Ortağının ölümüne yas tutmak kolay değildir.
It's never easy grieving over the death of a partner.
Yas tutmak istemiyorum.
I don't want to mourn.
Yas tutmak Juneu geri getirmeyecek.
Mourning won't bring June back.
Yas tutmak ona ağır geliyor.
The grieving weighs on him.
Arkadaşım için yas tutmaya geldim.
I am here to mourn my friend.
Results: 45, Time: 0.0386

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English