YIYECEKLER in English translation

food
yemek
yiyecek
gıda
besin
maması
eat
yemek
yemen
yiyecek
meals
yemek
yiyecek
menü
öğünü
öğün
refreshments
içecek
içecek bir şey
ferahlatıcı
yiyecek
bir içki
yemek
serinletici içki
snacks
yemek
çerez
aperatif
abur cubur
meze
atıştırmalık
yiyecek bir şeyler
hafif bir şeyler
bir abur cubur
foods
yemek
yiyecek
gıda
besin
maması
eating
yemek
yemen
yiyecek
meal
yemek
yiyecek
menü
öğünü
öğün
eats
yemek
yemen
yiyecek
eaten
yemek
yemen
yiyecek

Examples of using Yiyecekler in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Sana ne olduğunu söy… Bizi yiyecekler, Buzz!
I will tell you wha… They're gonna eat us, Buzz!
Gündem konuları burada ve yiyecekler.
Agendas are here and there's refreshments.
Marieyi yiyecekler mi?
Is Marie gonna get eaten?
Güzel yiyecekler, filmler, hatta belki üç günlük izin.
Good eats, movies, why, maybe even a three-day pass.
Size lezzetli yiyecekler getirebiliriz.
We could get you some yummy snacks.
Sana ne olduğunu söy… Bizi yiyecekler, Buzz!
They're gonna eat us, Buzz! I will tell you wha!
Bize daima yüksek kaliteli yiyecekler sundu.
He's always offered the same high quality meals at competitive prices.
Selam. Tabii ki sana bizzat gurme yiyecekler getirmem gerekiyordu.
Hey… And of course I just had to bring you a classic gourmet meal in person.
Bayan Flax, merhaba. Gündem konuları burada ve yiyecekler.
Some agendas here and there'ssome refreshments in, um… Uh… Mrs. Flax, hi.
En sonunda ise, koloniden sürülecek ya da onu yiyecekler.
He will eventually be driven from the colony and eaten.
Yani yiyecekler, içecekler. Ama Şükran Gününü bir yerde kutlamalısın.
I mean, eats and treats. Thanksgiving somewhere.
Hep makul fiyatlara aynı yüksek kalitede… yiyecekler sunmuştur.
He's always offered the same high-quality meals at competitive prices.
Sana ne olduğunu söy… Bizi yiyecekler, Buzz!
They're gonna eat us, Buzz! I will tell you what?
Gitsin bu muhteşem yiyecekler.
Take this feast, this sumptuous meal.
Gündem konuları burada ve yiyecekler.
Some agendas here and there'ssome refreshments in.
sağlıklı yiyecekler.
healthy snacks.
Bu kasabadaki yiyecekler enfes.
Good eats in this town.
Her zaman makûl fiyatlara aynı yüksek kalitede… yiyecekler sunmuştur.
He's always offered the same high quality meals at competitive prices.
Bizi canlı canlı haşlayıp yiyecekler. Sizi uyarıyorum.
I'm telling you, they're going to boil us alive and then eat us.
Güzel yiyecekler.
Nice meal.
Results: 1590, Time: 0.0421

Top dictionary queries

Turkish - English