YOK ETMEYE in English translation

to destroy
yok etmek
mahvetmek
yoketmek
yıkmak
imha
helak
to exterminate
yok etmek
yoketmek
öldürmeye
imha
not
değil
yok
sakın
hiç
olmaz
pek
hayır
henüz
etme
bilmiyorum
to annihilate
yok etmek
to eradicate
yok etmek
kökünü kurutmak
ortadan kaldırmak
kazımak için
has
var
sahip
hiç
daha
beri
zaten
yok
üzerinde
ilgili
zaman
to eliminate
ortadan kaldırmak
etmeye
elemeye
etmek için
öldürmeye
bertaraf etmek
ortadan kaldıracağınız
elimine
çıkanları yok etmek için
saf dışı etmek için
to vanquish
yenmek için
yenecek
etmek
yok
alt edecek
mağlup
to wipe
silmek için
silecek
temizlemek için
yok etmek
silerken
silmesi için
to destroying
yok etmek
mahvetmek
yoketmek
yıkmak
imha
helak
to eradicating
yok etmek
kökünü kurutmak
ortadan kaldırmak
kazımak için
have
var
sahip
hiç
daha
beri
zaten
yok
üzerinde
ilgili
zaman

Examples of using Yok etmeye in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu da bizi yok etmeye çalışan teröristlerin kurucusu yapar seni.
Trying to wipe us out. That makes you a founder of the terrorists.
Apex bizi yok etmeye kararlıydı, hepimizi.
Apex was determined to exterminate us… all of us.
Tüm geleceğimi seninkini yok etmeye… adamama ne dersin?
To destroying yours? How about I dedicate my immediate future?
Böceği yok etmeye çalışıyor!
She's trying to exterminate the bug!
O kana susamış yaratık sürüsünün,… canavarların onları yok etmeye gelmiş olması.
A race of bloodthirsty aliens… Monsters, come to wipe them out.
Hayatları yok etmeye gelince sizin gibisi yok..
When it comes to destroying lives, there's no one like you.
Bizi yok etmeye çalıştıklarındaki umursamazlıklarından ne kadar nefret ettiğim..
How I despised their indifference as they tried to exterminate us.
Uğur Böceği, Kara Kedi. Sizi yok etmeye her gün yaklaşıyorum.
Ladybug, Cat Noir… Every day, I get closer to destroying you both.
İki ayaklı hayvanlar bizi yok etmeye çalışıyor!
The fleshy bipeds have been trying to exterminate us!
Adamış bir Dabbur Zann teröristi. Bu, kendini Amerikayı yok etmeye.
Committed to destroying America. This is a Dabbur Zann terrorist.
Sırplar bizi fareler gibi yok etmeye kalktılar.
The Serbs were trying to exterminate us like rats.
Ne olduğunu anladılar ve birbirlerini yok etmeye başladılar.
They realized what was happening, and they began to exterminate one another.
bizi yok etmeye azimliler.
are resolved to exterminate us.
Projeni yok etmeye çalışıyorlar.
They're trying to destroy your work.
Gezegenimi yok etmeye çalıştın!
You tried to destroy my planet!
Fazer ışınıyla yok etmeye çalışırsak da aynı şey olur.
The same thing would happen if you tried to destroy it with a phaser beam.
Bazıları yok etmeye çalışıyor.
Some people try to… destroy it.
Seni yıllarca yok etmeye çalışan bir adamla nasıl dost olabiliyorsun?
How can you be friends with the man who spent years trying to destroy you?
Ve bunları yok etmeye niyetlisiniz,?
And it is your serious intention to destroy them?
Belli ki üssünüzü yok etmeye yetecek kadar iyi uçmuşlar.
Evidently they flew well enough to destroy your base.
Results: 977, Time: 0.0885

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English