Examples of using Yokmuş in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kemikleri yokmuş gibi görünüyor.
Hindistanda tatil sezonu yokmuş, duyduğuma göre!
Doğduğunda gökyüzü yokmuş… ve her şeye davetkarmış.
Washington başka şansı yokmuş, zombi ordusu ile mücadele ediyormuş.
Bir erkek arkadaşı yokmuş, bana söyledi.
Üzerinde Spanx yokmuş gibi gül.
Ailem yokmuş gibi hissediyorum sadece.
Arabası da yokmuş, ve her yere yürüyerek gidermiş.
Hiçbir şey yokmuş gibi otobüsten iniyorsunuz. Anladınız mı?
Başka şansın yokmuş gibi konuşuyorsun.
Sanki yeterince dert yokmuş gibi… bir de kalkıp savaşa gitti.
Yokmuş. Bunu gömen kişi temizlemiş.
Annen yokmuş gibi davranıyorsun.
Hiçbir şey yokmuş gibi hayatınıza devam edeceksiniz.
Arabası da yokmuş, ve her yere yürüyerek gidermiş. Doğru.
Ciğerlerinde duman yokmuş… boynu da birkaç yerden kırılmış.
Senin kocan yokmuş. Bu kocam.
Yedek aday yokmuş.- Brooks ölüyor.
Yedek aday yokmuş.- Brooks ölüyor.
Yapacak hiçbir şey yokmuş gibi hissettiniz mi hiç?