Examples of using Zaman yarın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sekreteriniz olduğu zaman yarın dikte edersiniz.
Aynı zaman yarın?
Neden yatmıyorsun? O zaman yarın arkada emin olalım.
Ah, ben kapalı bir tişört var zaman yarın, 08:00.
Pekala, o zaman yarın, AtıIganda olabiliriz,
Ve Kopyalayıcı nın önüne çatal ve bıçağınla oturabilirsin. Pekala, o zaman yarın, AtıIganda olabiliriz.
Hayır. Oh. o zaman yarın… belki biz… Oh. Ve düşündüm de eğer müsaitsen.
O zaman yarın, Bay Winfieldı arayabilirsin… ve ona Cagliostronun bu karakteriyle hiç ilgilenmediğimi ve Mainee geri döndüğümü söyleyin.
Güzel. O zaman yarın yemekten sonra M-Kuramı üstüne kısa bir sunumla… Bo ve Rellle Witten ve Dirac misali karşı noktaları tartışırsın.
Thornenin o işe ayıracak vakti yok. O zaman yarın…- Güzel.
O zaman, yarın her şeyi sen yapmaya ne dersin?
Öyleyse… Görüşürüz o zaman, yarın. Tamam, harika.
Öyleyse… Görüşürüz o zaman, yarın. Tamam, harika.
Öyleyse… Görüşürüz o zaman, yarın. Tamam, harika.
Zaman, yarın öğlen 12.
Aynı zamanda yarın, olacak da mağazada.
Güzel. Hikâye zamanı yarın.
Güzel. Hikâye zamanı yarın.
O zaman yarın.