Examples of using Zihninin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu adamın zihninin içine girmemiz gerek. Dinleyin!
Zihninin derinliklerinde bir güç saklı.
Bu adamın zihninin içine girmemiz gerek. Dinleyin.
Bu adamın zihninin içine girmemiz gerek. Dinleyin.
Daisy Gamble, zihninin odacıklarından birinde bunların anahtarı gizli.
Zihninin saklandığı yeri açığa çıkarır ve ona saniyelerle işkence yapar.
Sanırım zihninin nasıl çalıştığını anlamaya başlıyorum ve bu beni korkutuyor.
Zihninin arkasındaki o kaşıntı, hani kaşıyamadığın yar ya?
Zihninin arkasındaki o kaşıntı, hani kaşıyamadığın yar ya?
Zihninin derinliklerinde bir yere gömdün.
Evlendiğinden beri zihninin yorulduğunu, Her zamanki şeyler.
Evlendiğinden beri zihninin yorulduğunu, Her zamanki şeyler.
Drago Musevininin zihninin bir yansıması olarak buradasın.
Zihninin biraz hasar gördüğünü yani, değil mi?
O zihninin gerçek parçası ama gerçek olmak zorunda değil.
Önceleri zihninin yeni bedeni reddettiğini sanmıştık. Her defasında.
Zihninin içine baktığımda yok olma görmüştüm.
Kapıyı açmak onu ve zihninin bağlı olduğu herkesi öldürebilir.
Zihninin içine baktığımda yok olma görmüştüm.
Karakterlerin her zaman zihninin bahçesinde gerçek olabilir.