Примери за използване на Имам време на Български и техните преводи на Турски
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Мисля, че имам време до утре на обяд.
Yarın öğlene kadar vaktim var sanıyordum.Имам време колкото да хапна.
Atıştıracak kadar zamanım var.Не. Имам време.
Yo, vaktim var.Имам време за чашка кафе.
Bir fincan kahve için zamanım var.И мен ме чака доста работа, но имам време за закуска.
Benim de yapacak bir sürü işim Имам време само за най-важния човек в живота ми, това е Луси.
Hayatımda sadece bir tek önemli insan için vaktim var ve o da Lucy.Не, не, имам време.
Hayır, hayır. Zamanım var.Хайде, винаги имам време за теб!
Haydi! Senin için daima vaktim var!Винаги имам време за теб!
Senin için daima vaktim var!Ако още не си си избрала доктор Имам време за сесия утре.
Eğer hala doktorunu seçmediysen, yarın bir seans için zamanım var.Люк, имам време само за един разговор, обаждам се на теб.
Luke. Sadece bir tane telefon etme zamanım var onu da sana ediyorum.Имам време за това.
Bunun için zamanım var.Имам време.
Çok vakit var.Имам време преди вечеря, нали?
Akşam yemeğinden önce biraz vakit var, değil mi?Все още имам време.
Hâlâ zaman var.Искам да говоря с дъщеря си, докато още имам време.
Hâlâ vaktim varken kızımla konuşmak isterim.Ще свърша нещо из къщи докато все още имам време.
Hala vaktim varken biraz evle ilgileneceğim.Мислиш ли, че имам време за пътуване?
Buna vaktim olduğunu mu zannediyorsun?Не, не, имам време.
Hayır, sorun değil. Zamanımız var.Треньора каза, че трябва да сваля 4 килограма но имам време за теб.
Coach bir kilo terlemem gerektiğini söyledi, ama senin için her zaman vaktim var.
