Примери за използване на Cennetten на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Tanrım, varlığının bir delili olarak, bize cennetten şeker gönder.
Öyle bir yerden sonra burası cennetten bir bahçe gibi gelmişti.
Cennetten gelen ışıktı o.
Cennetten gelen ışık mı?
İşte, Ademin ve Havvanın cennetten kovuluşu olayı budur!….
Prometheus gibi cennetten ateşi çalacağım.
Bu cennetten ayrılmak zor.
Yeni karakol amirimiz cennetten gelen bir melek olmalı.
Çünkü o cennetten gelen direk bir yayın.
Cennetten bir parça!
Üzerinde cennetten bir parça var mı?
Sen cennetten mi gönderildin?
Görüntülü konuşmaya cennetten bağlanmadığına emin misin?
Cennetten bile.
Cennetten, yıldızları görebiliyor musun?
Esintiyi hisset cennetten gelen bir nefes gibi.
Ama Kontes, cennetten gelen bir varlık.
Yoksa yarattığım bu küçük cennetten zevk almaktan mı korkuyorsun?
Dünyada cennetten bir yer yaptım.
Cennetten gönderilen bir melek.