Примери за използване на Devam etmek zorunda на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Şimdi beni öpersen şarkıya devam etmek zorunda kalmam.
Kraliyet soyu devam etmek zorunda efendim.
Sen devam etmek zorunda olacaksın.
Ama sonrasında tek başına devam etmek zorunda.
Lütfen cinayet var de yoksa yazmaya devam etmek zorunda kalacağım.
Beni asarlarsa olamayız ve bensiz devam etmek zorunda kalırsın.
Futbol bir aşktır ve böyle devam etmek zorunda.
Fakat ilerlemeye devam etmek zorunda, Kendi yaşantısını yaşamalı
Eğer bize yaptığı her şey için Klausla ödeşmek istiyorsak Adrian dönüşüme devam etmek zorunda.
Peder her şeyi bildiğimi söylemiyorum ama kral bana güvenmeye devam etmek zorunda.
geçmiş ihtilaflarda olduğu gibi( diplomatik çabalarımız) devam etmek zorunda.
Gökyüzü yola devam etmek zorunda olduklarını biliyor.
kullanmaya devam etmek zorunda olduklarımızdan, o zaman,
yönelik yargı reformu ve diðer önlemler konusundaki çalışmalarına hızla devam etmek zorunda.
Yürüyerek devam etmek zorundayız.
Devam etmek zorundayız.
Benim çocuğum olmayabilir. Birisi benim soyadımı devam ettirmek zorunda.
İlerlemeye devam etmek zorundayız.
Başka bir seçeneğiniz yok, devam etmek zorundasınız.
Eşi boşanmak istemeyince de evliliği devam ettirmek zorunda kalmış.