Примери за използване на Feda etmek на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Kendi yaşamlarımız için, başka bir varlığın hayatını feda etmek, yanlış.
Sanırım bu yüzden buna kendini feda etmek deniyor.
舍己为人 Başkaları kurtarmak için kendisini feda etmek.
Bunun o yumuşak kalbini kırdığını biliyorum… Ama bazen oyunda kalmak için bir piyonu feda etmek zorunda kalırsın.
Birçok erkeğin takdirini, bir tekinin daimi eleştirileri uğruna feda etmek istiyorsanız, hadi gidin evlenin.
Dr. Teng ve o kadar teknisyenin hayatlarını feda etmek sadece eczalık sektörüne girebilmek için.
Birçok erkeğin takdirini, bir tekinin daimi eleştirileri uğruna feda etmek istiyorsanız, hadi gidin evlenin.
Bana Iraktayken görevin bütünü için birkaç homurtuyu feda etmek zorunda kalmadığını söyleme.
Seninle olan ilişkimin bazı yönlerini feda etmek zorundaydım ki senin olağanüstü yeteneklerin sayesinde yüzlerce, binlerce hasta yaşasın.
Onu Jane Foster la yeniden biraraya getirecek ve herkesi kurtarması için her şeyini feda etmek zorunda bırakılacaktır.
Böylesi daha etkili ve kontrollü. Ayrıca yavaş bir ölümün ona vereceği hazzı feda etmek zorunda kalmamış oluyor.
Seni tanımak benim en büyük mutluluğumdu ve kendimi senin için feda etmek de benim için şereftir.
Kızın dışında, öyle önemli büyüdüğü düşünülürse… Karının yaşamına feda etmek için gönüllü olduğun?
Usta tebessüm eder:“ Sen bu dünyaya hazzı ve yaşamı feda etmek için gelmedin.
Öyleyse, hayatını feda etmeye hazır ol.
Paul Rainesin hayatını feda etmeye zorladığında bunun farkına vardım zaten.
Fakat mutluluğunu buna feda etmemelisin.
Birisini feda etmem gerekiyor, Sadık bir müşteri,
Hazırım her şeyi feda etmeye.
Çoğu kişinin hayat dediği şeyi feda etmeye hazır olmalısın.