Примери за използване на Gerekçeleri на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Madde 42- Suçların kabul edilemez gerekçeleri; sözde“ namus” adına işlenen şuçlar da dâhil.
araştırma prosedürleri veya Bay Harrisin gerekçeleri hakkında fikrinizi istersem, sorarım.
fırsatları ve gerekçeleri vardı.
Adanın kuzeyinde 40.000 asker bulunduran Türkiyenin de adada bir çözüme varılmasını istemek için gerekçeleri vardı.
Çok, çok fazla insanın, müvekkilime atfedilenden çok daha gerçekçi gerekçeleri vardı.
Bilimsel ve pedagojik bilginin önde gelen bileşenlerinin seçimi ve gerekçeleri( ilkeler,
Çinliye bu krizi tırmandırmak için istedikleri tüm gerekçeleri vermiş oluruz.
örgütün faaliyetlerini yasaklama gerekçeleri arasında yer veriyor.
Ülkelerin uzay araştırmaları yapmalarındaki ortak gerekçeleri: bilimsel araştırmalarda ilerleme kaydetmek,
Çünkü-- bu arada Dean Kamene de minnettarım kendisi bayanların bilim ve teknolojiye bulaşmamalarıyla ilgili kültürel gerekçeleri ifade etmişti.
bu durumu bilmesini sağlayacak açıklanabilir gerekçeleri var ise,
alışılmadık matkap sesleri duyulan çeşitli bölümlerinin'' güvenlik gerekçeleri'' ile boşaltıldığını söyledi.
önemli etkisi bulunmadığı sonucuna varan yatırımcının, iştirakte önemli etkiye sahip olunduğu varsayımını geçersiz kılma gerekçeleri;
Gerekçesini bulabildiniz mi?
Kim bilir belki de gerekçesi bir aile bireyinin mahpusta olmasıdır.
Gerekçesi yok, adli delil yok, tanık yok.
Sizin gerekçeniz yok ki.
Gerekçem vardı, görgü tanığım yoktu.
Türkiye ABDnin siyasi ve askeri gerekçelerle müdahalesine ihtiyaç duymaya devam edecek.
Gerekçem vardı!