Примери за използване на Hâle на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Dünyayı bu hâle biz getirmedik.
Jacksonu daha büyük ve daha güçlü hâle getirmek adına her türlü girişimde bulunuyor.
Sinbadda bir türlü abisini kaybetmenin acısıyla barışık hâle gelememiş.
Bazı gerçekler bunu son derece şüpheli hâle getiriyor diyelim.
Anlaşılan, onları canavar olmaya uygun hâle getiren bir gen vardı.
Bunlar ekonomik sorunlar ve bu da bu sorunları risk ve kazanç ile ilgili hâle getiriyor.
Haklısın, Dünyayı senin için daha güvenli hâle getiremem.
Burayı güvenli hâle getirmiyorsun.
Darwine göre her türün bireyleri ergin hâle ulaştığında çok sayıda gamet üretir.
Önünüze koyduğum bu belge imzalandığı takdirde evlat edinmeyi kanunen bağlayıcı hâle getirecek.
Bütün dünya bu hâle gelecek.
O kazığı sana ancak, bu bedende bana karşı kullanılamaz hâle geldiğinde verebilirim.
Yetişkinlere uygun hâle getirebiliriz?
Evrensel hâle gelebilir. Hayatını orada yaşayabilirsin.
Bizim için kolay hâle getiremezler, değil mi?
Bizi getirdiği hâle lanet olsun.
Yemek odamı ne hâle getirdin böyle?
Onu bu hâle o getirdi.
Ama seni bu hâle ben getirdim.
Ben bizimle ilgili hâle getiriyorum.