Примери за използване на Idrak на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
O kadar şaşırtıcı ki, gördüklerini idrak edebilmek zaman alıyor. Tekrar bakın.
Senin rasyonel aklının idrak edebileceğinin çok ötesinde.
Bu fikri idrak etmeye çalışıyorum.
Bunu idrak edemiyorsanız kendinize başka iş arayın.
Ki idrak edecek kalpleri olsun, işitecek kulakları olsun!
Kaldı ki idrak yolu kısa ve rahat yoldur.
Idrak edemiyorsa bu büyük bir sorundur.
Şimdiye kadar idrak edemediniz bundan sonra da aynı kafayla yaşamaya devam edeceksiniz.
Durumu idrak edemiyor musun?
Sınırlı akıllarımız takım yıldızları hareket ettiren gizemli gücü idrak edemiyor.
Anlaşılan Dariendeki alman gereken ilk dersi idrak etmişsin, Connor.
Beynim bu vücudun yaşını idrak edemiyor.
Senden nefret etmiştim. Ama sonuç olarak sadece işini yaptığını idrak ettim.
ÖDP bu ayaklanmanın neden ve nasıl başladığını idrak edememiş anlaşılan.
Akıl bunu idrak edemez.
Çünkü neler olduğunu idrak edemedim bebeğim.
Böylece, düşüncelerinizden ne kadar daha engin ve derin olduğunuzu idrak etmeye başlarsınız.
Konuşunca nasıl dinleyecek ve idrak edeceksin?
Belki de daha idrak edemedim.
Bu evrim sürecini anlamak için çıkış noktasını idrak etmek gerekmektedir.