IMKÂN - превод на Български

начин
nasıl
mümkün
türlü
böyle
yolu
bir yol
imkan
şekilde
tarzı
yöntemi
възможност
fırsat
seçenek
olanak
mümkün
olasılık
şansı
imkanı
ihtimali
може
olabilir
belki
edebilir
gelebilir
mümkün
biraz
olabilir mi
acaba
herhangi
şey
можеш
edebilirsin
yapabilirsin
olabilirsin
edebileceğini
yapabileceğini
alabilirsin
verebilirsin
belki
mümkün
nasıl
възможности
fırsat
seçenek
olanak
mümkün
olasılık
şansı
imkanı
ihtimali
можем
edebiliriz
yapabiliriz
olabiliriz
mümkün
belki
alabiliriz
yapabileceğimiz
gidebiliriz
verebiliriz
daha
е възможно
mümkün
mümkün olduğunu
bu imkansız
imkansız değildir
bu olamaz

Примери за използване на Imkân на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Seçebileceğin yığınla iyi imkân var.
Имаш много добри възможности, от които да избираш.
O kadar çok mermi atıyor ki ıskalamana imkân yok.
Стреля толкова пъти, че не можеш да пропуснеш.
Ama Maxin hademeyi öldürmesine imkân yok!
Не може Макс да го е убил!
Yeni bir etap, yeni bir Kozmik imkân.
Нов етап, нова Космическа възможност.
Anne özür dilerim ama yaşadıklarımdan sonra düğünü izlememe imkân yok.
Мамо, съжалявам, но няма начин да гледам новините за сватбата след всичко, през което минах.
İkimizin birlikte yaşamasına imkân yok.
Ние двамата не можем да живеем заедно.
Orada benim için çok daha fazla imkân olduğunu düşünüyorum.
Мисля, че там има повече възможности за мен.
Çocuklarınla aranda olan o bağın kopmasına imkân yok.
Но нищо не може да прекъсне връзката между вас и децата ви.
O çocukların ölümünde payı olmasına imkân yok.
Няма начин той да е отговорен за убийството на тези деца.
Böyle bir köpeği olmasına imkân yok.
Не може да има такова куче.
Wei Zhongxian olmasına imkân yok.
Не може да е Уей Жонгксиан.
Zenci, İngilizce bilmeden dünyanın yarısını… dolaşmana imkân yok.
Негро, не може да пътуваш през половината свят и да не говориш никакъв английски.
İkisinden birini belirlememize imkân yok.
Не мога чрез единия да определя другия.
Sana karşı koymama imkân yok Danny.
Не мога да устоя на чара ти, Дени бой.
Böyle şeylerin olmasına imkân yok.
Някои неща не могат да се случат.
Merkürün bir atmosferi olmadığı için sesin iletilmesine imkân yoktur.
Поради липсата на атмосфера, звуковите вълни не могат да се разпространяват.
Bunun olmasına imkân yok ama değil mi?
Това не е възможно, нали?
İnanmaya imkân yok… İsanın çarmıha gerildiğine.
Няма как да повярвам, че Иисус е бил разпнат.
Kendi imkân ve çabalarımla ektim.
Разчитам на собствени усилия и средства.
Bu imkân ev veya araba değildir.
Не е изключено това да е дом или кола.
Резултати: 200, Време: 0.1143

Imkân на различни езици

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български